Web 2.0 veya Ol(a)mamak!

yazar:

kategori:

Bundan sadece on yıl öncesine kadar bilgi teknolojileri ile, iş hayatına başladığımızda, şirketin kullandığı teknoloji ile tanışıyorduk. Bu günlerde ise artık çocukluktan itibaren bilgi teknolojileri  ile yatıp kalkarak yetişen bir nesil iş hayatına girmeye başladı.
Bu nesil özel hayatında kullandığı teknolojileri de iş hayatına taşımaya başladı. Özellikle internet artık olmazsa hiç olmaz konumuna çoktan gelmiş durumda.
Hollywood yapımı, Newyork’ta deprem, sel, elektrik kesintisi gibi felaket filmlerini hepimiz biliriz. Öyle tahmin ediyorum ki felaket filmi yapmaktan zevk alan Hollywood’un bundan sonraki felaket filminin adı Newyork’ta internet kesintisi olacak.!!
İnternet, ödevleri yapmak için kaynak taradığımız, msn de yazıştığımız, mail hesaplarını kontrol ettiğimiz, haber sitelerinden gündemi takip ettiğimiz, şehir içi feribot seferlerinin saatlerine baktığımız, trafik durumunu öğrendiğimiz amazon dan alışveriş yaptığımız bir platform değil artık.
İnternetin son zamanlarda yaşadığı değişimin adı Web.2.0
Web 2.0 ikinci nesil internet  hizmetlerini ,  iletişim araçlarını, internet kullanıcılarının ortaklaşa ve paylaşarak yarattığı sistemi tanımlar.
Web 2.0 web hizmetini iyileştirmek amacıyla ziyaretçilerin siteye katılımını (participation) sağlamak, yine aynı amaçla diğer sitelerle ve ziyaretçilerle işbirliği (collaboration) yapmak fikrine dayanan bir akımdır.

(http://tr.wikipedia.org/wiki/Web_2.0 )

Web 2.0 ikinci nesil internet  hizmetlerini ,  iletişim araçlarını, internet kullanıcılarının ortaklaşa ve paylaşarak yarattığı sistemi tanımlar.
Web 2.0 web hizmetini iyileştirmek amacıyla ziyaretçilerin siteye katılımını (participation) sağlamak, yine aynı amaçla diğer sitelerle ve ziyaretçilerle işbirliği (collaboration) yapmak fikrine dayanan bir akımdır. (http://tr.wikipedia.org/wiki/Web_2.0 )
Web 2.0 için  aslında kısaca kullanıcıların içerik oluşturduğu ve yönettiği (user created content ) internet diyebiliriz. Artık kullanıcılar( tüketiciler ) üretici oldular.Alvin Toffler buna türetici diyor. Bu kavram İngilizce’deki üretici (producer) ve tüketici (consumer) sözcüklerinin birleşiminden ortaya çıkan melez bir kavramdır. Türeticilerin oluşturduğu siteler için birkaç örnek verirsek ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır. Wikipedi, facebook, flickr, pillinetwork, ekşi sözlük v.s.
Web 2.0 artık hayatımıza iyice entegre olmaya başladı. Bu durum elbette hepimizi ilgilendiriyor artık hiç birimiz bu akımın dışında tutamayız kendimizi. Neden mi?
2009 ilk günleri itibariyle ülkemizde 4.2 milyon kişinin facebook hesabı var.
2008 yılı içinde Migros’un ençok sattığı ürünler arasında usb disk var.
2008 yılı içinde Microsoft a ait bir notebook ürünü BİM de bir günde 7.500 adet satıldı.
2008 yılı ekim de piyasaya çıkan iphone şu ana kadar yüz bin adet satıldı.
2008 yılı ekim de 1670 kişi üzerinde yapılan bir araştırmaya göre internet kullanıcılarının %24′nun 6, %29′nun 5 mail hesabı var.
Bu rakamlar aslında bize bir mesaj veriyor. Biz bu yöne doğru gidiyoruz, siz isterseniz bizi takip edin, istemezseniz ise marstan kendinize müşteri bulun! Web 2.0 ile birlikte kendine has bir  pazarlama modeli oluşmaya başladı. Bilmiyorum buna marketing 2.0 denilebilir mi? ama biz diyelim. Marketing 2.0 pazarlama modelinin 4P si ise şöyle
•    – Personalization ( kişiselleştirme )
•    – Participation ( katılım, iştirak )
•    – Peer to peer ( eşler arası )
•    – Predicvtive modeling ( öngörücü modelleme )
Web2.0 için çığır açacak iki gelişme bizi bekliyor. Bunların ilki 2009 haziranında uygulanmaya başlayacak olan 3G teknolojisi. Bu sayede insanlar artık her zaman ve her mekanda internete içerik oluşturabilecekler. Bunun sınırlarını bana kalırsa sadece insanların hayal gücü belirleyecek. İnternette oluşan içerik bu sayede inanılması güç boyutlara ulaşacak diye düşünüyorum. Elbette oluşturulan bu içerik türeticiler tarafından tüketilecek. 3G ile müşterilere mass marketing yapılamayacak onun için kişiselleştirilmiş ürünler sunulacak. 3G ihalesini kazanan Turkcell in yaptığı televizyon reklamlarında birkaç güzel örnek verilmişti. Daha önce hiç yaşanılmamış deneyimler yaşanacak.

2010 yılarından itibaren her eve gireceği tahmin edilen IP TV ise anlatılması güç değişiklikler getirecek hayatımıza. İnternet bilgisayara bağlı olmaktan çıkarıp daha özgür bir hale gelecek. Evlerimizde izleyeceğimiz internet tabanlı televizyonlar artık bizi o dünyanın bir parçası haline getirmeye başlayacak.
IP TV ile yaşayabileceğimiz deneyimler tüm satın alma davranışlarımızı değiştirebilecek nitelikte. Örnek mi?
İnternet tabanlı televizyonlarda seyrettiğiniz Yaprak Dökümünde Ferhunde hanımın üzerindeki Mango marka elbiseyi ekrana tıklayarak veya kumandanızdan seçtikten sonra,  beden bilgileriniz girerek hemen sipariş edebileceksiniz.
Futbol takımınızın oynadığı şampiyonluk maçında hat trick yapan oyuncunun formasını, maçı izlerken televizyonun kumadasın dan açık artırmayla satın alabileceksiniz. Ve şampiyonluk kutlamasına o formayı giyerek çıkabileceksiniz.
Sevdiğiniz bir filmi izlerken filmin esas oğlanı ve kızının yemek yediği yeri çok beğenirseniz o yeri yine televizyonun kumandasından yarın akşam için rezerve edebileceksiniz.
Kurtlar vadisinde İskender Büyük’ün sabah kahvaltısın da okuduğu gazeteye daha o sahne geçmeden sizdeabone olabileceksiniz.
Bunlar yapılabileceklerden sadece bazıları, bu fırsatı değerlendirecek girişimcilerin hayal güçlerinin sınırları veya bizlerin talepleri bu dünyayı şekillendirecek.
Kısacası öğrenci 2.0, pazarlamacı 2.0, sporcu 2.0, politikacı 2.0 olacağız. Veya ol(a)mayacağız.


Yorumlar

“Web 2.0 veya Ol(a)mamak!” için 2 yanıt

  1. Muhteşem…
    Pekçoğunu ben daha evvel düşünmüştüm demek istiyorum ama videolardan izlediğim kadarı ile bunlar concept aşamasından çıkmışlar ve uygulanmaya başlamışlar sanırım.

    Artık insanoğlu olarak başımızda zebani gibi bekleyen bir satış temsilcisi baskısı olmadan yahut beğendiğimiz bir şeyi nasıl nereden ne kadar ucuza alabiliriz diye düşünmeksizin alış-veriş yapabilecek, sağlık hizmetleri alabileceğiz.

    Düzgün ölçülmüş ratingler ile asıl toplumsal izleme keyfimiz daha net tespit edilmiş olacak ve dayatılmış bir seyir zevkine katlanmak zorunda kalmayacağız.

    Banka hesaplarımımızı kontrol edebileceğiz ve her önüne gelen yerel mağazaların indrim ve leblebi gibi dağıtılan kredi kartlarını tek bir kartla birleştirerek cebimizde gereksiz kalabalık yapmasını engelleyebileceğiz.

    Yolumuzu kaybetmeyecek ve muhtemelen de kaçırılma olasılığımızı minimuma inecek -ki öldürülmezsek- fidye devri kapanacak.

    Ama bu arada daha yalnız kalacak ve bireyselleşecek miyiz?
    Beni orası dü?ündürüyor açıkçası.

  2. […] 2005 – 2006 yıllarında internetin yeni hali olmaya başladı. 2009 yılının ilk günlerinde http://www.haydardurusoy.com/web20/ yazmıştım bu yazıyı. Web 2.0 kavramını etraflıca anlattıktan sonra bunun başta medya, […]

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir