Haydar Durusoy - Ph.D, Marka, İletişim, Sosyal Medya, Pazarlama, İnsan Kaynakları
Haydar Durusoy
İletişim
Pazarlama
İnsan Kaynakları
Social Media
Conrtol Freaks
Gezi
Yönetim
Makale
Haydar Durusoy - Ph.D, Marka, İletişim, Sosyal Medya, Pazarlama, İnsan Kaynakları
  • Haydar Durusoy
  • İletişim
  • Pazarlama
  • İnsan Kaynakları
  • Social Media
  • Conrtol Freaks
  • Gezi
  • Yönetim
  • Makale
Gezi

Bir fincan kahve için en fazla ne kadar ödersiniz?

Şubat 16, 2017 by haydar durusoy 2 yorum

Bir fincan kahve için en fazla ne kadar ödersiniz?

Brooklyn’s Sunset Park’taki Extraction Lab’da bir fincan kahve için insanlar 14.75- 18.0 $ arasında ödüyorlar. Çünkü deneyim, artık ürünün önüne geçti. İnsanlar artık hikaye anlatmak ve bunu sosyal medyadan paylaşmak istiyor. Bu hikayelere konu olacak mekanları tercih ediyorlar, fotoğraf, video paylaşıyorlar.

Burada kahveler steampunk yöntemi ile demleniyor. Kahveler neredeyse laboratuvar ortamında demleniyor. Demlemenin tüm aşamaları dijital ortamda yönetiliyor.

İşte videosu

Share:
Reading time: 1 min
Gezi

Amasra “Lala!! Çeşm-i cihan bu mu ola?” nerede bizim benzin istasyonu!

Ağustos 11, 2009 by haydar durusoy 1 Yorum

İstanbul’dan yola çıkarken belirlediğim bir güzergâh vardı.
İstanbul – Yeniçağa- Bartın – Amasra – Çakraz- Safranbolu- Kırıkkale- Ankara- Eskişehir- Bozüyük- Bursa- Mudanya-İstanbul.

Tatilin Batı Karadeniz kısmı ile ilgili bir şeyler ve resimler paylaşmak istiyorum.
İstanbul’dan Yeniçağa ya kadar otobandan gidiyorsunuz, oradan otobandan ve aynı zamanda da sıradanlıktan ayrılmış oluyorsunuz. Yol ayrımıyla birlikte Anadolu havasına girmeye başlıyorsunuz.
Mengen deki Dorukhan geçidinden sonra ise Karadeniz de olduğunuzu hissediyorsunuz. Geçitten sonra sağ tarafta köy kahvaltısı yapabileceğiniz yerler var. Kişi başı 12,5 lira. Fiyat mekâna göre biraz pahalı gelebilir ama lezzetli. Özellikle de yöreye özgü Manda Kaymağı ve Balı harikaydı. Buradan sonra Devrek ten geçiyorsunuz. Hatıa için veya varsa dedeniz için güzel bir baston alabilirsiniz.

Bartın merkezinden geçerek Amasra ya doğru gidiyorsunuz. Coğrafya derslerinden bildiğimiz dağlar kıyıya paralel klişesini yerinde görebileceğiniz bir manzara ile karşılaşıyorsunuz. Masmavi bir deniz ve hemen kıyıdan yükselen ve kıyıya paralel uzanan yeşilin her tonunu taşıyan dağlar. O dağların zirvesine çıktığınız zaman aşağıda ve karşınız da Amasra. Zannediyorum Fatih Sultan Mehmet in “lala!! çe?m-i cihan bu mu ola?” dedi?i ve hayretle kenti seyretti?i yerde burası.

İstanbul dan yola çıkarken aldığım benzin Amasra ya 20 km kala iyice azaldı ve uyarı ışığı yandı. Nasıl olsa Amasra’ya kadar idare eder dedim ve devam ettim. Amasra merkez de ilk önce 5 dk. dolaştım benzin istasyonu bulamayınca bir polis memuruna sordum, aldığımm cevap tam bir ŞOK. ” Bu ilçede benzin istasyonu yok. Günde en az on kişi gelip soruyor bana ama maalesef yok. “

Önce inanamadım, koskoca bir ilçe de nasıl benzin istasyonu olmaz diye, sonra eşimin “ Allahım inşallah benzin bitip te dağda kalmayız “ duaları arasında Bartın şehir merkezine kadar geri döndük. Benzini alıp hayretler içinde gezmeye davam ettik.

Amasra ya 10 km uzaklıkta küçük bir balıkçı köyü olan Çakraz daki pansiyonumuza yerleştik.  Çakraz plajı, doğası ve balığı ve Amasra salatası ile en az 3 gün sizi sıkmayacak güzellikte bir yer.

Amasradan sonraki durak Safranbolu. Amasra – Safranbolu arası yol inan?lmaz bir yol sadece bu yol bile turistik değere sahip diyebilirim. Her iki yanınızda da ağaçlar, sizin için ağaçtan bir kanyon yapmışgibiler. Umarım ileride de bu güzellikleri görmeye devam edebiliriz.

Safranbolu gerçekten güzel bir yer, eski çarşı( şehir ) ile yeni çarşının birbirinden bu kadar ayrışmış olarak kalması Türkiye şartlarında inanılmaz bir başarı. Konaklar, sokaklar, camiiler, hanlar, dükkanlar, cafeler, en azından 200 yıl öncesine götürüyor sizi.

Yazıyı fazla uzatmak istemiyorum, gerisini çektiğim fotoğraflar anlatır herhalde.

Batı Karadeniz
View more presentations from hdurusoy.
Share:
Reading time: 2 min
Pazarlama

Web 2.0 veya Ol(a)mamak!

Ocak 1, 2009 by haydar durusoy 1 Yorum

Bundan sadece on yıl öncesine kadar bilgi teknolojileri ile, iş hayatına başladığımızda, şirketin kullandığı teknoloji ile tanışıyorduk. Bu günlerde ise artık çocukluktan itibaren bilgi teknolojileri  ile yatıp kalkarak yetişen bir nesil iş hayatına girmeye başladı.
Bu nesil özel hayatında kullandığı teknolojileri de iş hayatına taşımaya başladı. Özellikle internet artık olmazsa hiç olmaz konumuna çoktan gelmiş durumda.
Hollywood yapımı, Newyork’ta deprem, sel, elektrik kesintisi gibi felaket filmlerini hepimiz biliriz. Öyle tahmin ediyorum ki felaket filmi yapmaktan zevk alan Hollywood’un bundan sonraki felaket filminin adı Newyork’ta internet kesintisi olacak.!!
İnternet, ödevleri yapmak için kaynak taradığımız, msn de yazıştığımız, mail hesaplarını kontrol ettiğimiz, haber sitelerinden gündemi takip ettiğimiz, şehir içi feribot seferlerinin saatlerine baktığımız, trafik durumunu öğrendiğimiz amazon dan alışveriş yaptığımız bir platform değil artık.
İnternetin son zamanlarda yaşadığı değişimin adı Web.2.0
Web 2.0 ikinci nesil internet  hizmetlerini ,  iletişim araçlarını, internet kullanıcılarının ortaklaşa ve paylaşarak yarattığı sistemi tanımlar.
Web 2.0 web hizmetini iyileştirmek amacıyla ziyaretçilerin siteye katılımını (participation) sağlamak, yine aynı amaçla diğer sitelerle ve ziyaretçilerle işbirliği (collaboration) yapmak fikrine dayanan bir akımdır.

(http://tr.wikipedia.org/wiki/Web_2.0 )

Web 2.0 ikinci nesil internet  hizmetlerini ,  iletişim araçlarını, internet kullanıcılarının ortaklaşa ve paylaşarak yarattığı sistemi tanımlar.
Web 2.0 web hizmetini iyileştirmek amacıyla ziyaretçilerin siteye katılımını (participation) sağlamak, yine aynı amaçla diğer sitelerle ve ziyaretçilerle işbirliği (collaboration) yapmak fikrine dayanan bir akımdır. (http://tr.wikipedia.org/wiki/Web_2.0 )
Web 2.0 için  aslında kısaca kullanıcıların içerik oluşturduğu ve yönettiği (user created content ) internet diyebiliriz. Artık kullanıcılar( tüketiciler ) üretici oldular.Alvin Toffler buna türetici diyor. Bu kavram İngilizce’deki üretici (producer) ve tüketici (consumer) sözcüklerinin birleşiminden ortaya çıkan melez bir kavramdır. Türeticilerin oluşturduğu siteler için birkaç örnek verirsek ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır. Wikipedi, facebook, flickr, pillinetwork, ekşi sözlük v.s.
Web 2.0 artık hayatımıza iyice entegre olmaya başladı. Bu durum elbette hepimizi ilgilendiriyor artık hiç birimiz bu akımın dışında tutamayız kendimizi. Neden mi?
2009 ilk günleri itibariyle ülkemizde 4.2 milyon kişinin facebook hesabı var.
2008 yılı içinde Migros’un ençok sattığı ürünler arasında usb disk var.
2008 yılı içinde Microsoft a ait bir notebook ürünü BİM de bir günde 7.500 adet satıldı.
2008 yılı ekim de piyasaya çıkan iphone şu ana kadar yüz bin adet satıldı.
2008 yılı ekim de 1670 kişi üzerinde yapılan bir araştırmaya göre internet kullanıcılarının %24′nun 6, %29′nun 5 mail hesabı var.
Bu rakamlar aslında bize bir mesaj veriyor. Biz bu yöne doğru gidiyoruz, siz isterseniz bizi takip edin, istemezseniz ise marstan kendinize müşteri bulun! Web 2.0 ile birlikte kendine has bir  pazarlama modeli oluşmaya başladı. Bilmiyorum buna marketing 2.0 denilebilir mi? ama biz diyelim. Marketing 2.0 pazarlama modelinin 4P si ise şöyle
•    – Personalization ( kişiselleştirme )
•    – Participation ( katılım, iştirak )
•    – Peer to peer ( eşler arası )
•    – Predicvtive modeling ( öngörücü modelleme )
Web2.0 için çığır açacak iki gelişme bizi bekliyor. Bunların ilki 2009 haziranında uygulanmaya başlayacak olan 3G teknolojisi. Bu sayede insanlar artık her zaman ve her mekanda internete içerik oluşturabilecekler. Bunun sınırlarını bana kalırsa sadece insanların hayal gücü belirleyecek. İnternette oluşan içerik bu sayede inanılması güç boyutlara ulaşacak diye düşünüyorum. Elbette oluşturulan bu içerik türeticiler tarafından tüketilecek. 3G ile müşterilere mass marketing yapılamayacak onun için kişiselleştirilmiş ürünler sunulacak. 3G ihalesini kazanan Turkcell in yaptığı televizyon reklamlarında birkaç güzel örnek verilmişti. Daha önce hiç yaşanılmamış deneyimler yaşanacak.

2010 yılarından itibaren her eve gireceği tahmin edilen IP TV ise anlatılması güç değişiklikler getirecek hayatımıza. İnternet bilgisayara bağlı olmaktan çıkarıp daha özgür bir hale gelecek. Evlerimizde izleyeceğimiz internet tabanlı televizyonlar artık bizi o dünyanın bir parçası haline getirmeye başlayacak.
IP TV ile yaşayabileceğimiz deneyimler tüm satın alma davranışlarımızı değiştirebilecek nitelikte. Örnek mi?
İnternet tabanlı televizyonlarda seyrettiğiniz Yaprak Dökümünde Ferhunde hanımın üzerindeki Mango marka elbiseyi ekrana tıklayarak veya kumandanızdan seçtikten sonra,  beden bilgileriniz girerek hemen sipariş edebileceksiniz.
Futbol takımınızın oynadığı şampiyonluk maçında hat trick yapan oyuncunun formasını, maçı izlerken televizyonun kumadasın dan açık artırmayla satın alabileceksiniz. Ve şampiyonluk kutlamasına o formayı giyerek çıkabileceksiniz.
Sevdiğiniz bir filmi izlerken filmin esas oğlanı ve kızının yemek yediği yeri çok beğenirseniz o yeri yine televizyonun kumandasından yarın akşam için rezerve edebileceksiniz.
Kurtlar vadisinde İskender Büyük’ün sabah kahvaltısın da okuduğu gazeteye daha o sahne geçmeden sizdeabone olabileceksiniz.
Bunlar yapılabileceklerden sadece bazıları, bu fırsatı değerlendirecek girişimcilerin hayal güçlerinin sınırları veya bizlerin talepleri bu dünyayı şekillendirecek.
Kısacası öğrenci 2.0, pazarlamacı 2.0, sporcu 2.0, politikacı 2.0 olacağız. Veya ol(a)mayacağız.

Share:
Reading time: 4 min

Mailini gir, abone ol:

Follow @haydardurusoy
View Haydar Durusoy's profile on LinkedIn

Son Yazılar

  • Cemil Meriç Bu Ülke
  • Web 3.0 nedir?
  • Sanatın İcadı
  • Narsizm, Ayartma ve İktidar
  • Yuval Noah Harari; Sapiens, Homo Deus, 21. Yüzyıl için 21 Ders
  • İki Yönlü Simetrik İletişim Çerçevesinden Kadıköy Ve Datça Belediyeleri Twitter Kullanımı
  • Bir fincan kahve için en fazla ne kadar ödersiniz?
  • Off-Rood denemesi
  • The secret behind the quirky blue doors and windows of Anatolia
  • Mavi Kapıların Sırrı!

Son Yorumlar

  • Off-Rood denemesi için Soner alan 2
  • Off-Rood denemesi için Soner alcan
  • Sembol Olarak Metrobüs için Burcu
  • Haydar Durusoy için Burcu
  • Mavi Kapıların Sırrı! için Sevgi Nur

Recent pins

J.R.R. Tolkien,   Peter JacksonSEO is big these days. It’s a huge area of business for any company serious about competing online. This infographic looks at the numbers that demonstrate it’s success and the necessity of SEO in the modern business world. High search rankings means more sales. Simple. From Smart Rank, who funnily enough come top in the Google search for ‘smart rank’. They practise what they preach!
my pretty colleague snoopy :-)her evde olması gereken acil durum köşesiCow bookshelves, would be fun in a classroom!
Offices with Bubbles!!!3 m post it,  jade ( The Lİttle thinks you forget )read...
Follow Me on Pinterest More Pins

Bağlantılar

  • Bülent Keleş
  • Guy Kawasaki
  • Murat Akdeniz
  • Yüce Zerey
  • Yunus Ertürk

Etiket

?nsan Kaynaklar? 2.0 ?ntranet Blog Brand Bulent Keles Coca - Cola Control Freak Datça facebook Facebook hayran sayfası gelecek Haydar Durusoy Haydar Durusoy i? hayat? influence interaction iPhone Kahve karikatür Kariyer kitap Knidos Marka Marketing new media Pazarlama Proje Reklam Social Media Social Media Marketing Social Network Sosyal A?lar Sosyal Medya Tatil Twitter türetici viral viral marketing Vision web 2.0 Yeni Medya yönetici özgüven İletişim İnsan Kaynakları
Şubat 2023
P S Ç P C C P
 12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728  
« Oca    
© 2017 copyright PREMIUMCODING // All rights reserved
Designed by Premiumcoding