Haydar Durusoy - Ph.D, Marka, İletişim, Sosyal Medya, Pazarlama, İnsan Kaynakları
Haydar Durusoy
İletişim
Pazarlama
İnsan Kaynakları
Social Media
Conrtol Freaks
Gezi
Yönetim
Makale
Haydar Durusoy - Ph.D, Marka, İletişim, Sosyal Medya, Pazarlama, İnsan Kaynakları
  • Haydar Durusoy
  • İletişim
  • Pazarlama
  • İnsan Kaynakları
  • Social Media
  • Conrtol Freaks
  • Gezi
  • Yönetim
  • Makale
Makale

Web 3.0 nedir?

Kasım 29, 2021 by haydar durusoy Yorum yapılmamış

1998 yılında yavaş yavaş konuşulmaya başlanan web 2.0 mobil cihazların da internete bağlanmasıyla birlikte, 2005 – 2006 yıllarında internetin yeni hali olmaya başladı. 2009 yılının ilk günlerinde http://www.haydardurusoy.com/web20/ yazmıştım bu yazıyı. Web 2.0 kavramını etraflıca anlattıktan sonra bunun başta medya, pazarlama, insan kaynakları gibi alanlarda uygulama ve gelişim alanlarından bahsetmiştik. Kısaca hatırlatmak gerekirse;

Web 2.0 ikinci nesil internet hizmetlerini,  iletişim araçlarını, internet kullanıcılarının ortaklaşa ve paylaşarak yarattığı sistemi tanımlar. Web 2.0 web hizmetini iyileştirmek amacıyla ziyaretçilerin siteye katılımını (participation) sağlamak, yine aynı amaçla diğer sitelerle ve ziyaretçilerle işbirliği (collaboration) yapmak fikrine dayanan bir akımdır. (http://tr.wikipedia.org/wiki/Web_2.0 ) Web 2.0 için aslında kısaca kullanıcıların içerik oluşturduğu ve yönettiği (user created content ) internet diyebiliriz. Artık kullanıcılar( tüketiciler ) üretici oldular.Alvin Toffler buna türetici diyor. Bu kavram İngilizce’deki üretici (producer) ve tüketici (consumer) sözcüklerinin birleşiminden ortaya çıkan melez bir kavramdır. Türeticilerin oluşturduğu siteler için birkaç örnek verirsek ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır. Wikipedi, facebook, flickr, pillinetwork, ekşi sözlük v.s.

Uzun bir aradan sonra artık internetin doğal hali olarak Web 2.0 tartışılmazken, Bitcoin, etherium gibi block zinciri teknolojileri Web 3.0 kavramının güçlü şekilde tartışılmaya başlanmasına neden olmaya başladı.

Web 1.0 ve Web 2.0’ın ortak yanları her ikisi için de merkezi bir yapıya, aracılara (Sunucu ya da platformlar) ihtiyaç duyulması. Web 3.0’ın en büyük farklarından biri bu. Aracı kurumlara ihtiyaç duymadan bireylerin birbirilerine bağlanabilmelerini sağlamak. Peer to Peer akrandan akrana merkeziyetsiz bir internet.

Merkeziyetsiz internetin en büyük kazançlarından biri de bilgi güvenliği olacak. Sizin bilgilerinizin ne kadar büyük paralara denk geldiğini anlamak için web 2.0 platformlarının yıllık kazançlarına bakabilirsiniz. Neredeyse dünyada üretilen verinin belirli ellerde toplanarak bir çeşit veri monarşilerine dönüştüğünü görüyoruz.

Web 3.0 ile verinin sahipliği ve kontrolü el değiştirerek bireylere geri dönüyor.

Web 2.0 da kullanılan uygulamaların benzerleri Web 3.0’da DApp (Decentralized App) Merkeziyetsiz App olarak konumlanıyor. Mesela internet tarayıcıları yerine vallet yani cüzdan mantığı ile çalışan  Brave, Storj, Experty, Status gibi DApp’ler kullanılması öneriliyor. Böylece internette yarattığınız bilgi ve ilgileriniz bir değere dönüştürülüyor. Bir veri ya da içerik satın almak istediğimizde bunu arayıcıya değil de doğrudan içerik üreticisine ödüyorum. NFT ve kripto para gibi enstrümanlar buna olanak sağlıyor.

Share:
Reading time: 2 min
İnsan Kaynakları, Pazarlama

Marka itibarı, kurumsal etik, insan kaynakları ve sosyal ağlar

Ekim 16, 2009 by haydar durusoy 1 Yorum

Sosyal Ağlar şirketler için bir tehlike mi?

Çalışanların sosyal ağlarda iletişim kurması şirketlerin marka itibarına zarar verir mi?

Bu konudaki tartışmalara İnsan Kaynakları 2.0 veya Ol (a)mamak! yazım da bende bir şeyler söyleyerek katılmıştım.

Sosyal Ağların kullanım hızındaki inanılmaz artış, birçok önemli kuruluşu konu hakkında çalışmaya yapmaya zorladı. Son olarak, Deloitte “2009 Kurumsal Etik ve İş Ortamı Araştırması “ için bu konuyu seçti ve çok detaylı bir araştırma yayınladı. Araştırma verilerinden bazılarını sizinle paylaşacağım.

web-201

Sosyal Ağlar

Araştırma; ABD’de 2000 çalışan ve 500 üst düzey yönetici üzerinde yapıldı.
•  Araştırmaya katılanların %74’ü Facebook, Twitter ve Youtube gibi sanal topluluk sitelerinin marka itibarına zarar verme potansiyeli açısından belirli riskleri taşıdığı kanısında.

• Üst düzey yöneticilerin %15’i yönetimin sanal topluluk ortamlarındaki itibar risklerine karşı hazırlıklı olduğunu ifade ederken, %58’i ise yönetimin bu konunun farkında olduğunu ve önlemleri tartıştığını söyledi. Buna karşılık görüşülenlerin sadece %17’si bu konuda bir programa sahip olduklarını vurguluyor.

• Yöneticilere sanal ortamdaki risklere karşı şirketin ne tür önlemler aldığı sorulduğunda, %27’si “Yönetici ekibimiz sanal topluluklarla ilgili kurumsal riski azaltma konusunda düzenli olarak tartışıyor”; %22’si “Şirket çalışanlarının sanal topluluk araçlarını ne şekilde kullanacağını tanımlayan resmi kurallar var”; %22’si “Kıdemli yönetici ekibimiz şirket genelinde sanal topluluk ağlarının nasıl kullanılacağını açıkladı”, %17’si ise “Şirketimin sanal topluluk ağlarıyla ilişkili riskleri izlemek ve azaltmak için geliştirdiği özel bir programı bulunuyor” yanıtını verdi.

• Çalışanların %53’ü ise sanal topluluk siteleriyle ilgilenmenin işverenin “işi” olmadığı görüşünde.

• Deloitte’un çalışması son derece iyi tanımlanmış şirket kurallarının bile, katılımcıların yaklaşık %50’sinin sanal alemdeki tutumlarında herhangi bir değişiklik yaratmayacağını ortaya koyuyor.

Yukarıdaki verilerden de anlaşılacağı üzere şirketlerin düzenleyici kurallar koyarak bu işin üstesinden gelmeleri kolay görünmüyor. Bunun için daha önce de tavsiye ettiğim gibi İnsan Kaynakları birimleri tarafından, çalışanlara social networking eğitimi verilmelidir, bilinç artırılmalıdır.

Çalışanlar tarafından zaten kullanılan, Social Networking sitelerinin nasıl daha etkin kullanılabileceği konusunda eğitimler düzenlenmelidir. Eğitimlerde, bu sistemlerin çalışanların kişisel gelişimine, kariyerine, şirketin marka algısına nasıl olumlu katkı yapılabileceğinin yolları gösterilmelidir.
Örneğin; Linkedin, Facebook, My Space, twitter da nasıl profil oluşturulmalıdır. Nelere dikkat edilmelidir. Neler kurumsal imajı zedeleyebilir, neler kişisel imajı zedeleyebilir gibi.
Bu sayede korkulan bir değişim, olumlu yönde katkı sağlayan bir faktöre dönüştürülebilir diye düşünüyorum.

Share:
Reading time: 2 min
Pazarlama

Web 2.0 derken, iPhone 3.0 geliyor.

Mart 20, 2009 by haydar durusoy 1 Yorum

iphone_

Yeni model iPhone 2009 Haziran ayında piyasa çıkacak. Modelin adı OS 3.0.

Bu da bize “ yeni nesil ?phone geliyor ” mesajınıveriyor.

Yeni nesil iPhone da süper yenilikler, uygulamalar var;

Kullanıcılar, web sayfas?ndaki bir metni kopyalayıp, e posta gönderecekleri gövdeye yapıştırabilecekler.Yani copy paste serbest.

Telefonlar?ndan baz? ayl?k üyelikleri ve bölüm atlad?klar? oyunlar? AppStore’da sat??a ç?karabilecekler.

Gazeteler, dergiler iPhone üzerinden okunabilecek, kullanıcılar gazete ve dergiye abone olabilecekler.

Bu son uygulama,  internet siteleri karşısında mücadelede zorlanan gazete ve dergileri daha da zorlayacak gibi gözküyor.

Diğer yandan  fırsata da dönüştürülebilir. Bayiden gazete almayan bir çok kişi iPhone dan gazete veya dergilere abone olabilir.

Bakal?m bizde hangi gazete veya dergi bu işe girecek.

Geçen hafta iPhone dan Fatiha suresini dinleten Ertuğrul Özkök’ün iPhone merakı sadece bununla mı sınırlı hep beraber göreceğiz.

Sunuma bir göz atalım, bakalım başka neler var.

iPhone OS 3.0 Highlights
Share:
Reading time: 1 min
İnsan Kaynakları

İnsan Kaynakları 2.0 veya Ol (a)mamak!

Mart 3, 2009 by haydar durusoy 2 yorum

Web 2.0 veya Ol(a)mamak adlı yazımın sonunda ” Kısacası öğrenci 2.0, pazarlamacı 2.0, sporcu 2.0, politikacı 2.0 olacağız. Veya ol(a)mayacağız.” demi?tim. Bu süreci bir de İnsan Kaynakları açısından inceleyelim istedim. Çünkü rakamlar bizi, buna zorluyor.

2009’un ilk günleri itibariyle ülkemizde 4,2 milyon kişinin facebook hesabı var.

Facebook kullanımı, global ölçekte 2007 haziranın dan 2008 haziran ayına kadar % 153 oranın da artmış durumda.

Yine global ölçekte, Social Networking Sitelerinin kullanıcı sayısı 2008 Haziranın da 580 milyon 510 bine ulaşmış durumda.

Kaynak: comScore

Rakamlar da gösteriyor ki insanlar inanılmaz bir şekilde Social Networking sitelerine ( Facebook, My space, Hi5, Friendster, Orkut, Bebo v.s )üye oluyorlar ve burada vakit geçiriyorlar.

Peki,İnsan Kaynakları bu gelişmeler karşısında ne yapıyor? Ve Ne yapmalı?
İnsan Kaynaklarının birçok temel sürecinde, Web 2.0 uygulamalarına yer verilebilir ama öncelikli olarak, insan kaynakları profesyonellerinin, Web 2.0 uygulamalarını tehlike olarak değil, önemli bir potansiyel olarak algılamaya bağlamaları gerekir.

“ Neden tehlike olarak görsünler ki “ dediğinizi duyar gibiyim; ama birçok şirkette Youtube, Facebook, My Space gibi sitelerin “ büyük bir IT maharetiyle ” kurumsal sitelere yönlendirildiğini hatırlatmak isterim.

Social Networking siteleri ile entegre işe alım süreçleri geliştirilmelidir.

Özellikle ülkemizde; iş gücünün önemli bir kısmını gençler oluşturuyor. Bu gençlerin de tamamına yakını social networking sitelerinden en az birini aktif olarak kullanıyor veya kullanacaklar. Bu kişilerin işe girmeyi hedefleyerek hazırladıkları özgeçmişlerin size vereceği bilgiden çok daha fazlasını, interaktif bir şekilde, zamanla oluşan networking profillerinden bulabilirsiniz.

Kişisel networkü, çalışmaları, bloğunda yazdığı yazılar, flickr da paylaştığı fotoğraflar, Youtube ve vimeo da paylaştığı videolar v.s insan kaynakları uzmanına aday hakkında çok daha detaylı bir analiz imkânı tanıyabilir.

Facebook un buna benzer bir işe alım modülünü satmaya başlayacağı günler de çok uzakta değil diye düşünüyorum.
intranet’ lerin Web 2.0 versiyonları geliştirilmelidir.

Haber sitelerinin bile Web 2.0 uygulamalarına başladığı bir dönemde intranet’in tek taraflı iletişimin kaynağı olmaktan çıkarılması gerekiyor diye düşünüyorum. Çalışanların da içerik oluşturabileceği, yazı, fotoğraf, video, deneyim v.s paylaşabileceği bir formata geçilmelidir. Bu sayede hep tek taraflı yürütülmeye çalışalan kurum içi iletişim de, iletişimin doğasına uygun olarak karşılıklı ( çalışan ve kurum ) hale getirilerek daha anlamlı bir hal alabilir.
Buna benzer sistemlerin hazır paket olarak satıldığı bilgisini de vermekte fayda var. Mesela http://www.mixxt.de/

Coaching (Koçluk) – Mentoring (Akıl Hocalığı) hizmetleri de yine bu Web2.0 intranet üzerinden verilebilir.

Web 2.0 Oryantasyon sistemine geçilmelidir.

İşe yeni giren kişiye, intranet portalı üzerinde bir sayfa verilebilir. Sayfada, default olarak insan Kaynaklarının kişiye vermek istediği tüm bilgiler, kişiye ve pozisyonuna özel olarak- Performans sistemi, ücret sistemi, yan haklar, yemek kartı sistemi, servis hizmeti, disiplin yönetmeliği, kılık kıyafet önerileri, kurum tanıtımı, misyon – vizyon tanımları, çalışandan beklenen hassasiyetler, birimlerin tanıtımı, Genel Müdürün mesajı, İK direktörünün mesajı acil numaralar, sunumlar v.s – bulunur. Yeni çalışan, bu sayfayı istediği gibi şekillendirir ve kendisini istediği gibi tanıtır Sayfayı ziyaret eden yeni mesai arkadaşları, onu tebrik edebilirler, yorum yapabilirler, kendi ilgili alanlarında bilgileri paylaşabilirler. ilk zamanlarda yaşanabilecek sıkıntılar konusundaki tecrübelerini paylaşabilirler. Profili inceleyen çalışanlar, ortak ilgi alanlarını bulup, ona göre bir iletişime de geçebilirler.

Web 2.0 Oryantasyon sistemi sayesinde, aylar süren ( ortalama 6 ay ) oryantasyon süreci çok daha k?sa bir sürede,( belki de sadece 1 ay ) daha verimli bir şekilde geçilmiş olacaktır.

web-201

Çalışanlara Social networking eğitimi verilmelidir, bilinç artırılmalıdır.

Çalışanlar tarafından zaten kullanılan, Social Networking sitelerinin nasıl daha etkin kullanılabileceği konusunda eğitimler düzenlenmelidir. Eğitimlerde, bu sistemlerin çalışanların kişisel gelişimine, kariyerine, şirketin marka algısına nasıl olumlu katkı yapılabileceğinin yolları gösterilmelidir.

Örneğin; Linkedin, Facebook, My Space de nasıl profil oluşturulmalıdır. Nelere dikkat edilmelidir. Neler kurumsal imajı zedeleyebilir, neler kişisel imajı zedeleyebilir gibi. Bu sayede korkulan bir değişim, olumlu yönde katkı sağlayan bir faktöre dönüştürülebilir.

Social Networking üzerinden Aidiyet oluşturma çalışmaları yapılmalıdır.

Çalışanların, internet mecrasında çalıştığı şirket veya markaların algısına yönelik haber ve reklamlara daha fazla ve etkin refleks vermeleri sağlanmalıdır. Bu davranış biçimi çalışanlar üzerinden aidiyet duygusunun artmasına yardımcı olacaktır.

Değişim yönetimi, matem yönetimi, mutluluk yönetimi gibi süreçler etkileşimli bir şekilde yönetilmelidir.

Oluşturulacak Web 2.0 intranet veya benzer portallar üzerinden tüm bu süreçler, tüm çalışanların katılımı ile daha etkin yönetilebilecektir. İntranet üzerinden yayınlanan sade bir tebrik veya taziye haberiyle kıyaslanamayacak bir etki oluşturacaktır. Sevincini ve hüznüne bu kadar ortak olan bir işletmede çalışmakta elbette çalışanın aidiyetini ve performansını artıracaktır.

Blog yazarlığı desteklenmelidir.

Çalışanların internet mecrasında, istediği, sevdiği konularda yazması, şirketiniz için de olumlu bir eylem olacaktır. Bu hem çalışanların kişisel gelişimlerine katkı sağlayacaktır, hem de sizin desteğinizle internet dünyasına içerik oluşturan kşiler kazanmış olacaksınız.

Bloggerların, internetteki başarıları hiç işle ilgili olmasa dahi Maslow’un ihtiyaçlar teorisine göre en üst düzey ihtiyacı olan “ Kendini gerçekleştirme “ ihtiyacına destek olacaktır. Elbette bunu sağlayan çalışanın motivasyonu, performansı olumlu anlamda etkilenecektir.

Elbette yapılabilecekler bunlarla sınırlı değil, İK profesyonellerinin isteklilikleri bu sınırı belirleyecek…

Bu sınırı bende çok merak ediyorum…

Share:
Reading time: 5 min
Pazarlama

Web 2.0 veya Ol(a)mamak!

Ocak 1, 2009 by haydar durusoy 1 Yorum

Bundan sadece on yıl öncesine kadar bilgi teknolojileri ile, iş hayatına başladığımızda, şirketin kullandığı teknoloji ile tanışıyorduk. Bu günlerde ise artık çocukluktan itibaren bilgi teknolojileri  ile yatıp kalkarak yetişen bir nesil iş hayatına girmeye başladı.
Bu nesil özel hayatında kullandığı teknolojileri de iş hayatına taşımaya başladı. Özellikle internet artık olmazsa hiç olmaz konumuna çoktan gelmiş durumda.
Hollywood yapımı, Newyork’ta deprem, sel, elektrik kesintisi gibi felaket filmlerini hepimiz biliriz. Öyle tahmin ediyorum ki felaket filmi yapmaktan zevk alan Hollywood’un bundan sonraki felaket filminin adı Newyork’ta internet kesintisi olacak.!!
İnternet, ödevleri yapmak için kaynak taradığımız, msn de yazıştığımız, mail hesaplarını kontrol ettiğimiz, haber sitelerinden gündemi takip ettiğimiz, şehir içi feribot seferlerinin saatlerine baktığımız, trafik durumunu öğrendiğimiz amazon dan alışveriş yaptığımız bir platform değil artık.
İnternetin son zamanlarda yaşadığı değişimin adı Web.2.0
Web 2.0 ikinci nesil internet  hizmetlerini ,  iletişim araçlarını, internet kullanıcılarının ortaklaşa ve paylaşarak yarattığı sistemi tanımlar.
Web 2.0 web hizmetini iyileştirmek amacıyla ziyaretçilerin siteye katılımını (participation) sağlamak, yine aynı amaçla diğer sitelerle ve ziyaretçilerle işbirliği (collaboration) yapmak fikrine dayanan bir akımdır.

(http://tr.wikipedia.org/wiki/Web_2.0 )

Web 2.0 ikinci nesil internet  hizmetlerini ,  iletişim araçlarını, internet kullanıcılarının ortaklaşa ve paylaşarak yarattığı sistemi tanımlar.
Web 2.0 web hizmetini iyileştirmek amacıyla ziyaretçilerin siteye katılımını (participation) sağlamak, yine aynı amaçla diğer sitelerle ve ziyaretçilerle işbirliği (collaboration) yapmak fikrine dayanan bir akımdır. (http://tr.wikipedia.org/wiki/Web_2.0 )
Web 2.0 için  aslında kısaca kullanıcıların içerik oluşturduğu ve yönettiği (user created content ) internet diyebiliriz. Artık kullanıcılar( tüketiciler ) üretici oldular.Alvin Toffler buna türetici diyor. Bu kavram İngilizce’deki üretici (producer) ve tüketici (consumer) sözcüklerinin birleşiminden ortaya çıkan melez bir kavramdır. Türeticilerin oluşturduğu siteler için birkaç örnek verirsek ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır. Wikipedi, facebook, flickr, pillinetwork, ekşi sözlük v.s.
Web 2.0 artık hayatımıza iyice entegre olmaya başladı. Bu durum elbette hepimizi ilgilendiriyor artık hiç birimiz bu akımın dışında tutamayız kendimizi. Neden mi?
2009 ilk günleri itibariyle ülkemizde 4.2 milyon kişinin facebook hesabı var.
2008 yılı içinde Migros’un ençok sattığı ürünler arasında usb disk var.
2008 yılı içinde Microsoft a ait bir notebook ürünü BİM de bir günde 7.500 adet satıldı.
2008 yılı ekim de piyasaya çıkan iphone şu ana kadar yüz bin adet satıldı.
2008 yılı ekim de 1670 kişi üzerinde yapılan bir araştırmaya göre internet kullanıcılarının %24′nun 6, %29′nun 5 mail hesabı var.
Bu rakamlar aslında bize bir mesaj veriyor. Biz bu yöne doğru gidiyoruz, siz isterseniz bizi takip edin, istemezseniz ise marstan kendinize müşteri bulun! Web 2.0 ile birlikte kendine has bir  pazarlama modeli oluşmaya başladı. Bilmiyorum buna marketing 2.0 denilebilir mi? ama biz diyelim. Marketing 2.0 pazarlama modelinin 4P si ise şöyle
•    – Personalization ( kişiselleştirme )
•    – Participation ( katılım, iştirak )
•    – Peer to peer ( eşler arası )
•    – Predicvtive modeling ( öngörücü modelleme )
Web2.0 için çığır açacak iki gelişme bizi bekliyor. Bunların ilki 2009 haziranında uygulanmaya başlayacak olan 3G teknolojisi. Bu sayede insanlar artık her zaman ve her mekanda internete içerik oluşturabilecekler. Bunun sınırlarını bana kalırsa sadece insanların hayal gücü belirleyecek. İnternette oluşan içerik bu sayede inanılması güç boyutlara ulaşacak diye düşünüyorum. Elbette oluşturulan bu içerik türeticiler tarafından tüketilecek. 3G ile müşterilere mass marketing yapılamayacak onun için kişiselleştirilmiş ürünler sunulacak. 3G ihalesini kazanan Turkcell in yaptığı televizyon reklamlarında birkaç güzel örnek verilmişti. Daha önce hiç yaşanılmamış deneyimler yaşanacak.

2010 yılarından itibaren her eve gireceği tahmin edilen IP TV ise anlatılması güç değişiklikler getirecek hayatımıza. İnternet bilgisayara bağlı olmaktan çıkarıp daha özgür bir hale gelecek. Evlerimizde izleyeceğimiz internet tabanlı televizyonlar artık bizi o dünyanın bir parçası haline getirmeye başlayacak.
IP TV ile yaşayabileceğimiz deneyimler tüm satın alma davranışlarımızı değiştirebilecek nitelikte. Örnek mi?
İnternet tabanlı televizyonlarda seyrettiğiniz Yaprak Dökümünde Ferhunde hanımın üzerindeki Mango marka elbiseyi ekrana tıklayarak veya kumandanızdan seçtikten sonra,  beden bilgileriniz girerek hemen sipariş edebileceksiniz.
Futbol takımınızın oynadığı şampiyonluk maçında hat trick yapan oyuncunun formasını, maçı izlerken televizyonun kumadasın dan açık artırmayla satın alabileceksiniz. Ve şampiyonluk kutlamasına o formayı giyerek çıkabileceksiniz.
Sevdiğiniz bir filmi izlerken filmin esas oğlanı ve kızının yemek yediği yeri çok beğenirseniz o yeri yine televizyonun kumandasından yarın akşam için rezerve edebileceksiniz.
Kurtlar vadisinde İskender Büyük’ün sabah kahvaltısın da okuduğu gazeteye daha o sahne geçmeden sizdeabone olabileceksiniz.
Bunlar yapılabileceklerden sadece bazıları, bu fırsatı değerlendirecek girişimcilerin hayal güçlerinin sınırları veya bizlerin talepleri bu dünyayı şekillendirecek.
Kısacası öğrenci 2.0, pazarlamacı 2.0, sporcu 2.0, politikacı 2.0 olacağız. Veya ol(a)mayacağız.

Share:
Reading time: 4 min

Mailini gir, abone ol:

Follow @haydardurusoy
View Haydar Durusoy's profile on LinkedIn

Son Yazılar

  • Cemil Meriç Bu Ülke
  • Web 3.0 nedir?
  • Sanatın İcadı
  • Narsizm, Ayartma ve İktidar
  • Yuval Noah Harari; Sapiens, Homo Deus, 21. Yüzyıl için 21 Ders
  • İki Yönlü Simetrik İletişim Çerçevesinden Kadıköy Ve Datça Belediyeleri Twitter Kullanımı
  • Bir fincan kahve için en fazla ne kadar ödersiniz?
  • Off-Rood denemesi
  • The secret behind the quirky blue doors and windows of Anatolia
  • Mavi Kapıların Sırrı!

Son Yorumlar

  • Off-Rood denemesi için Soner alan 2
  • Off-Rood denemesi için Soner alcan
  • Sembol Olarak Metrobüs için Burcu
  • Haydar Durusoy için Burcu
  • Mavi Kapıların Sırrı! için Sevgi Nur

Recent pins

J.R.R. Tolkien,   Peter JacksonSEO is big these days. It’s a huge area of business for any company serious about competing online. This infographic looks at the numbers that demonstrate it’s success and the necessity of SEO in the modern business world. High search rankings means more sales. Simple. From Smart Rank, who funnily enough come top in the Google search for ‘smart rank’. They practise what they preach!
my pretty colleague snoopy :-)her evde olması gereken acil durum köşesiCow bookshelves, would be fun in a classroom!
Offices with Bubbles!!!3 m post it,  jade ( The Lİttle thinks you forget )read...
Follow Me on Pinterest More Pins

Bağlantılar

  • Bülent Keleş
  • Guy Kawasaki
  • Murat Akdeniz
  • Yüce Zerey
  • Yunus Ertürk

Etiket

?nsan Kaynaklar? 2.0 ?ntranet Blog Brand Bulent Keles Coca - Cola Control Freak Datça facebook Facebook hayran sayfası gelecek Haydar Durusoy Haydar Durusoy i? hayat? influence interaction iPhone Kahve karikatür Kariyer kitap Knidos Marka Marketing new media Pazarlama Proje Reklam Social Media Social Media Marketing Social Network Sosyal A?lar Sosyal Medya Tatil Twitter türetici viral viral marketing Vision web 2.0 Yeni Medya yönetici özgüven İletişim İnsan Kaynakları
Şubat 2023
P S Ç P C C P
 12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728  
« Oca    
© 2017 copyright PREMIUMCODING // All rights reserved
Designed by Premiumcoding