Bu ülkeyi ilk okuduğumda çok toydum. Hayran bıraktırmıştı kendine üstad. Bu hafta ikinci kez okudum. Bu sefer çok daha farklı duygularla bitirdim kitabi. Machiavelli’ye hayranlığı , Durkheim için “haham torunu” diyerek itibarsızlaştırması, Le Bon’un kitle psikolojisini itibarsızlaştırması şaşırttı beni. Hegel’e olan ilgisi Hegel’i yeniden okumaya teşvik etti. Son olarak aşağıdaki cümlesi aklıma kazındı.
” Havarilerini yaratamayan İsa’nin yeri tımarhanedir, tarih değil. Hz Muhammed’in ilk mucizesi: Hatice-t ül Kübra.
1998 yılında yavaş yavaş konuşulmaya başlanan web 2.0 mobil cihazların da internete bağlanmasıyla birlikte, 2005 – 2006 yıllarında internetin yeni hali olmaya başladı. 2009 yılının ilk günlerinde https://www.haydardurusoy.com/web20/ yazmıştım bu yazıyı. Web 2.0 kavramını etraflıca anlattıktan sonra bunun başta medya, pazarlama, insan kaynakları gibi alanlarda uygulama ve gelişim alanlarından bahsetmiştik. Kısaca hatırlatmak gerekirse;
Web 2.0 ikinci nesil internet hizmetlerini, iletişim araçlarını, internet kullanıcılarının ortaklaşa ve paylaşarak yarattığı sistemi tanımlar. Web 2.0 web hizmetini iyileştirmek amacıyla ziyaretçilerin siteye katılımını (participation) sağlamak, yine aynı amaçla diğer sitelerle ve ziyaretçilerle işbirliği (collaboration) yapmak fikrine dayanan bir akımdır. (http://tr.wikipedia.org/wiki/Web_2.0 ) Web 2.0 için aslında kısaca kullanıcıların içerik oluşturduğu ve yönettiği (user created content ) internet diyebiliriz. Artık kullanıcılar( tüketiciler ) üretici oldular.Alvin Toffler buna türetici diyor. Bu kavram İngilizce’deki üretici (producer) ve tüketici (consumer) sözcüklerinin birleşiminden ortaya çıkan melez bir kavramdır. Türeticilerin oluşturduğu siteler için birkaç örnek verirsek ne demek istediğim daha iyi anlaşılacaktır. Wikipedi, facebook, flickr, pillinetwork, ekşi sözlük v.s.
Uzun bir aradan sonra artık internetin doğal hali olarak Web 2.0 tartışılmazken, Bitcoin, etherium gibi block zinciri teknolojileri Web 3.0 kavramının güçlü şekilde tartışılmaya başlanmasına neden olmaya başladı.
Web 1.0 ve Web 2.0’ın ortak yanları her ikisi için de merkezi bir yapıya, aracılara (Sunucu ya da platformlar) ihtiyaç duyulması. Web 3.0’ın en büyük farklarından biri bu. Aracı kurumlara ihtiyaç duymadan bireylerin birbirilerine bağlanabilmelerini sağlamak. Peer to Peer akrandan akrana merkeziyetsiz bir internet.
Merkeziyetsiz internetin en büyük kazançlarından biri de bilgi güvenliği olacak. Sizin bilgilerinizin ne kadar büyük paralara denk geldiğini anlamak için web 2.0 platformlarının yıllık kazançlarına bakabilirsiniz. Neredeyse dünyada üretilen verinin belirli ellerde toplanarak bir çeşit veri monarşilerine dönüştüğünü görüyoruz.
Web 3.0 ile verinin sahipliği ve kontrolü el değiştirerek bireylere geri dönüyor.
Web 2.0 da kullanılan uygulamaların benzerleri Web 3.0’da DApp (Decentralized App) Merkeziyetsiz App olarak konumlanıyor. Mesela internet tarayıcıları yerine vallet yani cüzdan mantığı ile çalışan Brave, Storj, Experty, Status gibi DApp’ler kullanılması öneriliyor. Böylece internette yarattığınız bilgi ve ilgileriniz bir değere dönüştürülüyor. Bir veri ya da içerik satın almak istediğimizde bunu arayıcıya değil de doğrudan içerik üreticisine ödüyorum. NFT ve kripto para gibi enstrümanlar buna olanak sağlıyor.
Sanatın düşündüğümüz gibi ezeli bir kavram olmadığını 18.yy şartlarında ortaya çıkmış tarihsel bir bir inşa olduğunu ortaya koyuyor.
Leonardo da Vinci’nin “Kayalıktaki Meryem” tablosunu Meryem
Ana Cemiyeti ile 15 Nisan 1483’te imzaladığı bir sözleşmeye dayanarak çizdiği bu
sözleşmede arka planda dağlar ve kayaların olduğu ortasında da Altın Kabartmalı
parlak deniz mavisi elbisesi içinde Meryem Ananın olduğu resmi çizerek en geç 8
Aralık 1483’te teslim etmesi gerektiğini öğrendim. Hatta çizdiği resmin içine
konulacağı çerçeveyi yapan Giacomo’ya 700 düka verilirken Da Vinci’ye 300 düka
verildiği için Da Vinci’nin müşterilerine dava açtığını öğreniyoruz.
Benzer şekilde profesyonel yazarlar zamanlarının çoğunu
işverenleri için nüsha çoğaltmak, not almak, mektup yazmak ya da sipariş
verildiği gibi doğum günü şiirleri, methiyeler ve hicivler yazmakla
geçiriyorlar. Shakespeare eserlerini tamamen hayatta kalmak için yazmakta hatta
daha ucuza mal etmek için kendisi oynamaktadır. Kazandığı para ile de tefecilik
yaparak daha rahat koşullarda yaşamını sürdürmüştür.
1 Mayıs 1778 günü Mozart babasına yazdığı mektupta düşes
Chabot’un evinde verdiği davette çalarken misafirlerin kendisine saygı
göstermediği, eğlenceye konuşmaya devam ettiklerini, kendisini
dinlemediklerinden dert yanmaktadır.
Tüm bunlar Sanat kavramının düşündüğümüz gibi sanat için
sanat olarak var olmadığını belirli bir takım ihtiyaçların karşılanması için
yapılan bir işler olduğunu göstermektedir.
Kitapta Sanatın tarihsel gelişimi dışında, Marx, Lenin, Stalin, Weber, Kant, Dewet, Descartes, Hitler gibi isimlerin sanata bakışları, bunun dışında Batı Avrupa, Doğu, Amerika gibi farklı coğrafyalar da Sanatın gelişimi hakkında çok titizlikle yapılmış bir çalışma ile ortaya konulmaktadır.
Bärbel Wardetzki, Siyasette ve toplumda Narsisizm, Ayartma ve İktidar. Politik Psikoloji alanında kanonik metin olabileceğini düşündügüm bir kitap. Nasıl olabiliyor dediğim bir çok soruya yanıt veren aydınlatıcı bir eser. Narsisist ve ekhoist rollerinin birbirlerini nasıl tamamladığını berrak bir dille anlatıyor. Sosyal medyanın benlik uzerindeki etkisi uzerinde de ipuçları veriyor.
Gerçek anlamda bir yüzleşme. Hayvanlardan Tanrılara Sapiens. İnsanların kendi türü içindeki ve diğer türlere karşı tutumları, ‘bu insanlar neden böyle’ diye şaşıp kaldığımız durumların aslında bir açıklamasının olabileceğini gösteriyor. Verdiği bilgiler kadar yeni bir bakış açısı kazanmanıza yardım edebilir. Tabii ki anlattığı her şeyi onaylamak zorunda değiliz.
Sapiens’i okuduktan sonra ilk iş Homo Deus’ u okumak oldu. Harari daha önce hiç dusunmediklerimizi düşünmeye zorluyor. Sapiens’in Deus’ a dönüşümünü izah ederken öznelerarasilik kavramini kullanmış. O yüzden kitaplikta bu kavramı iletisimsel eylem kuramı ile ortaya koyan J. Habermas kitaplarinin yanındaki yerini aldı.
Yuval Noah Harari, 21. yy icin 21 ders. Harari, 21 tartisma, dusunme zemini hazirlamis. Kitap bir seyler anlatmak icin degil aslinda bir seyler hakkinda dusundurmek icin yazilmis. Ozgurluk, esitlik, medeniyet, egitim, anlam bunlardan bazilari. Biraz okuyum da kafam karissin diyenler icin essiz.
Son Yorumlar