Haydar Durusoy - Ph.D, Marka, İletişim, Sosyal Medya, Pazarlama, İnsan Kaynakları
Haydar Durusoy
İletişim
Pazarlama
İnsan Kaynakları
Social Media
Conrtol Freaks
Gezi
Yönetim
Makale
Haydar Durusoy - Ph.D, Marka, İletişim, Sosyal Medya, Pazarlama, İnsan Kaynakları
  • Haydar Durusoy
  • İletişim
  • Pazarlama
  • İnsan Kaynakları
  • Social Media
  • Conrtol Freaks
  • Gezi
  • Yönetim
  • Makale
Kitap Değerlerlendirme

Narsizm, Ayartma ve İktidar

Haziran 17, 2019 by haydar durusoy Yorum yapılmamış

Bärbel Wardetzki, Siyasette ve toplumda Narsisizm, Ayartma ve İktidar. Politik Psikoloji alanında kanonik metin olabileceğini düşündügüm bir kitap. Nasıl olabiliyor dediğim bir çok soruya yanıt veren aydınlatıcı bir eser. Narsisist ve ekhoist rollerinin birbirlerini nasıl tamamladığını berrak bir dille anlatıyor. Sosyal medyanın benlik uzerindeki etkisi uzerinde de ipuçları veriyor.

Share:
Reading time: 1 min
İletişim, Makale, Social Media

İki Yönlü Simetrik İletişim Çerçevesinden Kadıköy Ve Datça Belediyeleri Twitter Kullanımı

Nisan 13, 2018 by haydar durusoy Yorum yapılmamış

Özellikle Web. 2.0 dönemi ile birlikte İnternet, sosyal ağlar, kamusal alan, katılımcı demokrasi ilişkisi yoğun bir şekilde tartışılmaktadır. Bu tartışmalarla halkla ilişkiler, çatışmaları yönetmek, iç ve dış stratejik kamular ile ilişki geliştirmek için, araştırmayı, dinlemeyi, diyaloğu kullanan iki yönlü simetrik iletişim modeli üzerinden ilişkilendirilmektedir. Bu makale ile yürütülen bu tartışmalara araştırmaya dayalı bir çalışma ile katkı sağlanması hedeflenmiştir. Belediyelerin görevlerini yerine getirmek için sosyal medyayı nasıl kullandıklarına ilişkin hâlihazırda çok sınırlı sayıda araştırma bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı Kadıköy ve Datça Belediyeleri ile vatandaşları arasında Twitter’ın nasıl kullanıldığını anlamak ve halkla ilişkiler modellerinden iki yönlü simetrik iletişim açısından kuramsal çerçeveye uygunluğunun incelenmesidir. Araştırma verileri genel olarak değerlendirildiğinde Kadıköy Belediyesi kurumsal Twitter hesabında kamuoyu bilgilendirme, Datça Belediyesi’nde ise basın ajansı/tanıtım modelinin daha fazla kullanıldığı görülmüştür. Bununla birlikte Datça Belediyesi’nin daha yoğun olmak üzere, her iki belediyenin iki yönlü simetrik iletişimi de kullandığı tespit edilmiştir. Belediyelerin sosyal medyayı nasıl kullandıklarının anlaşılması, bu sosyal medya platformlarının vatandaşlar (vergi mükellefi) için geliştirilmesi için belediyeler tarafından kaynaklar harcanması ve yaşanan hizmet sunum problemlerinin azaltılması bakımından önem taşımaktadır.

Makalenin tamamını buradan indirebilirsiniz.

http://dergipark.gov.tr/e-gifder/issue/36507/358703

Share:
Reading time: 1 min
İletişim, Makale, Social Media

Kamusal Alan, Diyalojik Demokrasi ve Sosyal Medya

Ağustos 7, 2012 by haydar durusoy Yorum yapılmamış

Kamusal Alan, Diyalojik Demokrasi ve Sosyal Medya

Sosyal medya, son yıllarda her yerde bulunan, herkesin ulaşabildiği ve önemli bir sosyal iletişim mekânı ve kişilerin özgürce içerik paylaşımı yaptıkları bir yer haline geldi. Kullanım kolaylığı, hızı,  internet ve akıllı telefon penetrasyonunun giderek artmasıyla elde ettiği geniş erişim imkânı sayesinde sinemadan spora, çevreden ekonomiye, politikadan teknolojiye birçok alanda konuların tartışılmasını ve trendlerin oluşmasını sağlamaya başladı.

Öyle ki bazı konularda ortak aklı temsil edecek bir temsil kabiliyeti olduğunu düşünen ve buradan hareketle gelecekle ilgili çok gerçekçi öngörüler oluşturan akademik ve ticari çalışmalar yapılmaya başlandı. Sosyal medyanın ortak aklı temsil ettiği varsayımından hareketle yapılan bu çalışmalar kamusal alan kavramını çağrıştırarak bu iki kavram arasında bir ilişki olabilir mi? sorusunu akıllara getirmeye başladı.

Jurgen Habermans kamusal alanı, özel şahısların kamusal meseleleri ve ortak çıkarı tartışmak üzere bir araya gelmeleri şeklinde tanımlamaktadır. Habermans’a göre, post modern toplumlarda demokrasinin uygulanabilir olması herkesin eşit ve özgür olduğu, karşılıklı iletişime olanak veren kamusal alanların oluşmasına bağlıdır. Bu kamusal alanlarda çoğulcu demokrasilerde kendisine hayat alanı bulmaya çalışan tüm farklılıklar iletişime geçerler ve bu iletişim neticesinde toplumsal uzlaşıya varırlar.

Kullanım kolaylığı, geniş erişim olanağı, hem kişisel hem de kamusal konuların tartışılması için çok uygun bir zemin oluşturabilme özellikleriyle sosyal medyanın tam da Jurgen Habermans tarafından çerçevesi çizilen “ kamusal alan “ olma ve toplumun demokratikleşmesini sağlama gibi önemli rolleri oynayabilecek bir potansiyele sahip olduğunu düşünüyorum.

Ali Yaşar Sarıbay’a göre kamusal alan en kısaca; kolektif bir arada oluş ve iletişime giriştir. Bu konuda temel problem, kollektivite karşısında bireysel özerkliğimizi nasıl koruyacağımızdadır.

Süleyman Seyfi Öğün’e göre kamusal alan bastırılmış kimlikler arasında göreli bir barışın kurulduğu alanı deneyimler. Bu iki tanıma göre de kamusal alana giren bireyin özerkliğini ve öznelliğini korumasının hayati bir öneme sahip olduğunu görüyoruz. Sosyal medya hakkında tüm bu olumlu beklentilere rağmen benim de bu yazıyı kaleme almama sebep olan tehlike tam da burada gün yüzüne çıkmış bulunuyor.

Sosyal medya modern ve yalnızlaşan bireyin kendini özgürce ifade edeceği bir alan olacağı görüşünün aksine, bireylerin kendi fikirlerinin değil kendilerini ait hissettikleri grupların, fikirlerini körü körüne, sorgulamadan destekledikleri bir alana dönüşmeye başladı. Bireyler bu gruplara verdikleri destek karşılığında o gruba ait olan insanların da desteğini kazanıyorlar, kendilerini daha güçlü ve büyük bir grubun bir parçası olarak görmeye başlıyorlar. Bu şekilde grubun beklentilerine göre hareket ettiği yani kendisi olduğu zaman değil,”mış “gibi yaptığı sürece daha fazla kişi tarafından takip ediliyor, daha fazla retweet ediliyor, kısacası daha fazla kabul görüyor, kendini daha güçlü hissediyor. Jean Baudrillard ‘ın dediği gibi günümüzde her kişi kendi görüntüsünü arıyor. Bu da insanların her şeyin üstünde bir imaj olarak ortaya çıkmasına neden oluyor.

Ali Yaşar Sarıbay’ın kamusal alan tanımlamasında yer alan, kamusal alana girerken kollektivite karşısında bireyselliklerin taşınamaması endişesi sosyal medya deneyimlerinde gerçekleşti diyebiliriz. Kendini bir şekilde bir gruba ait hisseden ve bunu profil sayfasına yansıtan bireyler, öznellikten uzaklaşarak, bazı konularda kendini ait hissettiği gurubun söylemlerini kullanmaya başlıyor. Taraftar oldukları spor kulüplerinin bayrakları, oy verdikleri siyasi partilerin bayrakları, siyasi parti liderlerinin fotoğrafları, değerlerine bağlı olduğu dini liderin fotoğrafı, hayat tarzı olarak benimsediği müzik grubunun solistinin fotoğrafları profil sayfalarına yansıyan sembollerden bazıları oluyor. Böylece herkesin özgürce düşüncelerini paylaştığı, bireylere dayalı etkileşimli sistem olarak tanımlanan sosyal medya, birden bire ortadan kayboluyor ve maalesef öznellik sadece kullanıcı adlarında kalıyor. Özgürlük insanlara isimle hitap edip, soy ismi kullanmayı küçük görme, kendinden farklı düşünen insanlara karşı çok sert bir dille hakarete varan bir iletişim kurma hakkı olarak kalıyor.

Sosyal medyanın ülkemizde özellikle siyaset, spor, sanat ve dini konularda tarafların birbirlerine üstünlük sağlamaya, hegemonya kurmaya, karşı tarafı anlamaya değil yenmeye çalıştıkları bir düzlem olmaya başladığını gözlemleyebiliyoruz.  Anlık duygu paylaşımına olanak veren sosyal medyanın doğası gereği tüm bunları destekleyen yapısı, ülke genelindeki hoşgörüsüzlük ve tahammülsüzlük ortamı ile birleşince bu sonucun ortaya çıkmasına sebep oldu.

Sosyal medyanın en önemli mecralarından, en popüler micro blog sitesi olan Twitter da bu tehlikenin en yoğun yaşandığı alanlardan biri. Twitter’da grup kimliğinin abartılması sonucunda farklılıklar ayrıcalığa dönüştürülüyor. Diğer tüm fikir ve gruplar acımasızca ötekileştiriliyor. Ötekileştirilen fikirler arasında iletişim ve diyalog iklimi kayboluyor ve maalesef abartılan grup kimlikleri grupsal ve/veya kimliksel fundemantalizme dönüşüyor. Twitter da şu anda devam eden kavgacı ve mücadeleci iletişim tarzı buranın bir kamusal alan olmasından çıkarak 60’lı 70’li yılların devrim mücadelesi yapıldığı meydanlarına dönmesine neden olmaktadır.

Özellikle ülke çapında Top Trend olan konulara baktığımız zaman hep ikircikli bir yapı söz konusu olduğunu görüyoruz. Aynı konu hakkında taban tabana zıt hash tag’ler. Büyük çoğunlukla küfür içerikli iki görüş içinde birbirini anlamaya çalışan, orta yolu bulup bir konu hakkında uzlaşıya varmaya çalışan kullanıcı neredeyse yok gibi. Herkes ait hissettiği düşüncenin yaktığı ateşe kucaklayabildiği kadar benzini alıp koşarak gidiyor.

Kamusal alanda grupların birbirleri üzerine tahakküm kurmaya çalışmadan, iletişim halinde kalmalarını sağlayacak çareyi Anthony Giddens’in diyalojik demokrasi kavramında buluyoruz.

Anthony Giddens’ a göre diyalojik demokrasi her şeyden önce kamusal alanda öteki ile karşılıklı tolerans içinde beraber yaşamanın tek aracının diyalog olduğunu varsayar. Bunu yaparken ötekinin kim ve ne olduğuna bakmaz, dolayısıyla fundamentalizmin tüm tiplerine karşı bir tutum alır. Giddens’a göre diyalojik demokrasi demokrasinin demokratikleşmesidir.

Giddens’ın diyalojik demokrasi tanımlamalarında kullandığı birey kavramının da üzerinde durulması gerekiyor. Çünkü bireysel görüşlerin yaşanması ve deneyimlenmesinin de tarihsel ve kültürel kodlarımız nedeniyle çok yeni bir durum olduğunu ve kültürel kodlarımızdan bizlere miras olarak kalmadığını söyleyebiliriz. Birey kavramının temelinde yatan ve bu kavramın ortaya çıkmasına zemin hazırlayan endüstriyel kapitalizm, ulus devlet, çoğulcu demokrasi, özgür eğitim sistemi, gibi kavramların bazılarının ülkemiz için çok yeni, bazılarının ise henüz oluşmadığını görüyoruz.

Türkiye’de bireyin oluşmasını sağlayacak zemin olmaması sebebiyle birey devlet eliyle kurgulanmıştır. Modern ve aydınlanmacı kültürün taşıyıcısı ve koruyucusu olarak kodlanmıştır. Oluşturulan bu bireyin kodlarında farklı görüşlerle iletişim uzlaşı, oydaşım gibi kavramlara yer bırakılmamıştır. Bunun sonucunda da farklılıklara karşı tahammülsüzlük, ötekileştirme, hoşgörüsüzlük gibi olumsuzlukların maalesef toplumumuzda yaygın olarak gözlendiğini söyleyebiliriz.

 Tüm dünyada birçok ülkede yapılan Dünya değerler araştırmasının (World Values Survey ) Türkiye ayağının sonuçlarında bu tezi destekleyecek verilere ulaşıyoruz.

İlk olarak 1981 yılında gerçekleştirilen ve 1991, 1998, 2001 ve 2007 yıllarında tekrarlanan Dünya Değerler Araştırması son olarak 2011 yılında Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yılmaz Esmer başkanlığında gerçekleştirildi. Çalışmanın sonuçlarına göre Türkiye’de hoşgörü düzeyleri, maalesef dünya ortalamalarının çok altındadır.

Araştırmada farklı olarak görülen insanların komşu olarak istenmemesi bir hoşgörü göstergesi olarak kullanılıyor. 2011 verilerine göre başka ırktan, başka dinden, başka renkten, hatta başka düşünceden komşu istemeyenlerin oranları hayli yüksek. Aynı yöntem kullanılarak 1991, 1998, 2001 ve 2007 yıllarında yapılan araştırmalarda da benzer sonuçlar çıkmıştı. Yani maalesef bu konuda bir düzelme veya gelişme gösteremedik.

2011 yılında bazı grupların komşu olarak istenmeme oranları söyle;

 

Toplumun tüm katmanlarında yaşanan ötekileştirme, tahammülsüzlük, karşı tarafa hegomanya kurma davranışlarının sosyal medyada da karşılık bulması, sosyal medyanın da bunu destekleyen yapısı ile birleşince sosyal medya barış, uzlaşı değil, kavga, parçalanma ve uzaklaşma eğilimi göstermeye başladı. Merkezden uzaklaşmayı ve marjinalleşmeyi destekleyen bir yapıya dönüştü.

Sosyal medya’nın merkezden uzaklaştırıcı ve marjinalleştirici yanının üzerine gidilmezse insanların özgürce tartıştığı, diyalojik demokratik bir platform olması çok zor görünüyor. Bunu sağlayacak mekanizmalar ve önlemler ise sosyal bilimcilerin önümüzdeki yıllarda yapacakları birçok çalışmaya konu olacağa benziyor.

Share:
Reading time: 8 min
Social Media

2011 Sosyal Medya Raporu

Eylül 30, 2011 by haydar durusoy Yorum yapılmamış

Uluslararası pazarlama araştırmaları şirketi Nielsen, yılın üçüncü çeyreğine ait “sosyal medya raporu“nu yayınladı. Raporda sosyal medyada son dönemde öne çıkan sayısal bilgiler ve istatistikler bulunuyor. Sosyal medya, insanların izledikleri ve satın aldıkları her alanda yaptıkları paylaşımları bir araya getirmekte. Markalar ve şirketler ise; Twitter reklamları, Facebook “Beğen” promosyonları ve birçok farklı yöntemle sosyal medyaya dahil olmaya devam ediyor. Amerika’da aktif internet kullanıcılarının yüzde 80′i sosyal ağları ve blogları da kullanıyor. Sosyal ağların ve blogların insanların satın alma kararlarında önemli bir yere sahip olması bu yüksek kullanımın kaçınılmaz sonuçlarından. Nielsen, hazırladığı bu raporda sosyal medyanın genel durumunu ve marketlere olan etkisini incelemiş ve sonuçları bizlerle paylaşıyor.

Önemli Sonuçlar:
•Her 5 internet kullanıcısından 4′ü sosyal ağları ve blogları ziyaret ediyor.
•Amerikalılar internette en çok Facebook’ta vakit geçiriyor.
•Sosyal ağ uygulamaları, mobil cihazlarda en çok kullanılan uygulamalarda üçüncü sırada yer alıyor.
•İnternette video izleyen kadınların sayısı erkeklerden daha çok olsa da; genele bakıldığında erkekler toplamda daha uzun süre video izliyor.
•Yetişkin internet kullanıcılarının yüzde 53′ü markaları, yüzde 32′si ise ünlüleri takip ediyor. Sosyal Ağlar ve Bloglar Amerikalı internet kullanıcıları zamanlarının yarısından fazlasını sosyal ağlarda ve bloglarda geçiriyor. En çok vakit geçirilen kategoriler ve yüzdeleri ise şöyle sıralanabilir:
Vakit Geçirme Payı (%)

Sosyal Ağlar ve Bloglar : % 22,5
Online Oyunlar  : % 9,8
E-posta   : % 7,6
Portallar  : % 4,5
Video ve Film  : % 4,5
Arama   : % 4
Mesajlaşma  : % 3,3
Yazılım   : % 3,2
Açık Arttırma  : % 2,9
Son Haberler  : % 2,6
Diğer    : % 31,5

İnternette kadınlar ve erkekler
Sosyal ağ ve bloglar, en çok 1834 yaş arası kadınlar tarafından kullanılıyor. İnterneti aktif olarak kullanan kadınların eğitim seviyesi ve gelir düzeyleri ise toplumun geneline göre oldukça yüksek. Lisans ya da yüksek lisans eğitimli olan bu grubun yıllık geliri ise 50 bin dolarınüzerinde.
İnternette genel bir kadın üstünlüğü gözükse de sadeceLinkedIn ve Wikia siteleri kadın ziyaretçilerinden daha çok erkek ziyaretçiye sahip.

En çok ziyaret edilen sayfalar
 

İnternette en çok tercih edilen siteler arasında Facebook açık ara üstünlüğünü sürdürürken, Blogger ve Twitter onu takip ediyor. İnternet siteleri hakkında öne çıkan noktalar ise şöyle:

•Facebook kullanıcılarının yüzde 62′si kadınlardan oluşuyor
•Amerika’da Twitter’ı en çok kullanan etnik grup Afrikan Amerikan
•MySpace genellikle 1220 yaş arasındakiler tarafından tercih ediliyor
• Blogger kullanıcılarının yüzde 41′inin yıllık geliri 75 bin doların üzerinde

İnternette geçirilen zaman

Amerikalı internet kullanıcılarının Facebook, Blogger, Tumblr, Twitter ve LinkedIn’de geçirdikleri toplam dakikalar incelendiğinde Facebook’un tartışılmaz üstünlüğü öne çıkıyor:

Mobil uygulamalar ve internet kullanımı 
 2011 yılında mobil uygulamalar ile sosyal medya kullanımının gittikçe artığı ve yüzde 37′lik bir orana ulaştığı gözleniyor. En yüksek kullanımın yüzde 97 ile hala bilgisayar aracılığıyla olduğunu ve oyun konsollarının, iPad’lerin ve diğer cihazların küçük yüzdeleri ile onları takip ettiğini ayrıca belirtmek gerekir:
Video izleme alışkanlıkları Raporun en dikkat çeken yanlarından birisi, internette video izleyen kadın sayısının erkeklerden çok olmasına rağmen, erkeklerin daha uzun süre video izlediklerinin ortaya çıkması. 2011 yılının Mayıs ayında Amerika’da 31 milyon kullanıcı 157 milyon video izledi. Kadınların sayısı erkeklerden 4 bin kadar fazla olmasına rağmen sayısı az olan erkekler yüzde 9 daha fazla video yayını izledi.
Sosyal medyanın gerçek hayata olan etkisi Sosyal medyada kullanıcıların arkadaşlarının düşüncelerini önemsediği ve karar alırken göz önünde bulundurduğu biliniyor. İnternet kullanıcılarının yüzde 60′ının sosyal medyada ürün ve markalarla ilgili yorumlarını paylaştıkları düşünülünce, sosyal medyanın gerçek hayattaki izdüşümlerinin büyük olması kaçınılmaz oluyor. Sıradan internet kullanıcıları ile karşılaştırıldığında; aktif sosyal ağ kullanıcıları,

•Yüzde 19 oranında daha çok spor etkinliklerine katılıyor.
•Yüzde 45 oranında daha çok karşı cinsten birisiyle buluşuyor.
•Yüzde 18 oranında daha çok spor salonuna gidiyor.
•Yüzde 75 oranında daha çok müzik satın alıyor.
•Yüzde 47 oranında daha çok kıyafet, ayakkabı ve aksesuar satın alıyor.
•Yüzde 26 oranında daha çok politik görüşlerini dile getiriyor.
•Yüzde 33 oranında daha çok televizyon programları hakkında yorum yapıyor.

Tumblr’ın yükselişi
Her gün yeni sosyal ağlar ortaya çıksa da istatistikler, 2011 yılında Tumblr’ın Amerikalı kullanıcılar tarafından giderek daha çok sevilen bir sosyal ağ olduğunu ortaya çıkardı. Son bir yılda ziyaretçi sayısını üç katına çıkaran site, Twitter ve blog konseptini bir araya getiren farklı yapısıyla göze çarpmakta. Araştırmada en çok ziyaret edilen 8. site olan Tumblr, bu yılın mayıs ayında 18-34 yaş arası kullanıcılar tarafından ortalamanın yüzde 75 daha üzerinde ziyaret edilme oranına sahip oldu:

Share:
Reading time: 4 min
Social Media

Sosyal medya da kişisel beş risk

Temmuz 30, 2011 by haydar durusoy 1 Yorum

Share:
Reading time: 1 min
Page 1 of 3123»

Mailini gir, abone ol:

Follow @haydardurusoy
View Haydar Durusoy's profile on LinkedIn

Son Yazılar

  • Cemil Meriç Bu Ülke
  • Web 3.0 nedir?
  • Sanatın İcadı
  • Narsizm, Ayartma ve İktidar
  • Yuval Noah Harari; Sapiens, Homo Deus, 21. Yüzyıl için 21 Ders
  • İki Yönlü Simetrik İletişim Çerçevesinden Kadıköy Ve Datça Belediyeleri Twitter Kullanımı
  • Bir fincan kahve için en fazla ne kadar ödersiniz?
  • Off-Rood denemesi
  • The secret behind the quirky blue doors and windows of Anatolia
  • Mavi Kapıların Sırrı!

Son Yorumlar

  • Off-Rood denemesi için Soner alan 2
  • Off-Rood denemesi için Soner alcan
  • Sembol Olarak Metrobüs için Burcu
  • Haydar Durusoy için Burcu
  • Mavi Kapıların Sırrı! için Sevgi Nur

Recent pins

J.R.R. Tolkien,   Peter JacksonSEO is big these days. It’s a huge area of business for any company serious about competing online. This infographic looks at the numbers that demonstrate it’s success and the necessity of SEO in the modern business world. High search rankings means more sales. Simple. From Smart Rank, who funnily enough come top in the Google search for ‘smart rank’. They practise what they preach!
my pretty colleague snoopy :-)her evde olması gereken acil durum köşesiCow bookshelves, would be fun in a classroom!
Offices with Bubbles!!!3 m post it,  jade ( The Lİttle thinks you forget )read...
Follow Me on Pinterest More Pins

Bağlantılar

  • Bülent Keleş
  • Guy Kawasaki
  • Murat Akdeniz
  • Yüce Zerey
  • Yunus Ertürk

Etiket

?nsan Kaynaklar? 2.0 ?ntranet Blog Brand Bulent Keles Coca - Cola Control Freak Datça facebook Facebook hayran sayfası gelecek Haydar Durusoy Haydar Durusoy i? hayat? influence interaction iPhone Kahve karikatür Kariyer kitap Knidos Marka Marketing new media Pazarlama Proje Reklam Social Media Social Media Marketing Social Network Sosyal A?lar Sosyal Medya Tatil Twitter türetici viral viral marketing Vision web 2.0 Yeni Medya yönetici özgüven İletişim İnsan Kaynakları
Şubat 2023
P S Ç P C C P
 12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728  
« Oca    
© 2017 copyright PREMIUMCODING // All rights reserved
Designed by Premiumcoding