Beril ve Güzel Yürek Masalı

yazar:

kategori:

Bir zamanlar, masalsı bir krallıkta adil bir kral olan Haydar, büyük bir krallığın hükümdarıydı. Krallık, doğanın büyüleyici güzellikleri ve içinde yaşayan canlıların birbirine karşı gösterdiği iyilikle ünlüydü. Kraliyet sarayının yüksek kulelerinde asılı sarı lacivert bayraklar, rengarenk çiçeklerle dolu bahçeler ve ormanın içindeki gizemli köşeleri, krallığın doğal zenginliklerini yansıtıyordu.

Her sabah, Kral Haydar, sarayın penceresinden güneşin doğuşunu izlerken, krallığının doğal güzelliklerine hayran kalırdı. Ormanın kuş cıvıltıları, çiçeklerin hafif esintisi ve nehirlerin melodik şırıltısı, krallığına huzur ve mutluluk getiriyordu.

Kral Haydar, krallığında yaşayan her canlıya sevgi ve saygı ile yaklaşır, adil bir yönetimle krallığını korurdu. Krallığın sakinleri, kralın iyilikseverliğinden ilham alarak birbirlerine yardım eder ve krallıklarını daha güzel bir yer haline getirmek için çalışırlardı.

Kral Haydar, halkına sevgiyle hükmetmenin yanı sıra, kızı Prenses Beril’e de erdemli bir insan olmayı öğütlüyor ve ona bu yolda rehberlik ediyordu.

Beril, krallığın zeki ve sevgi dolu prensesi olarak tanınırdı. Parlak gözleri ve gülümseyen yüzü, halkın kalplerine ışık saçardı. Beril’in annesi Zerrin, krallığın halkının kalbinde taht kurmuş altın kalpli, krallığın sıcaklığını yayan zarif bir kraliçe olarak tanınırdı. Saçları rüzgarla dans eder, gözleri Beril’e olan sevgisiyle parlar, kraliyet bahçesinde renkli çiçeklerle dolu anılar biriktirirdi.

Beril, krallığın neşeli prensesi, etrafında renkli sakinlerle dolu bir hikaye yaşıyordu. Beril’in evcil hayvanı, tıpkı kraliyet ailesi gibi özel bir varlıktı; Sultan Papağanı İbikli.  Renkli tüyleriyle süslenmiş İbikli, Beril’in omzunda dolaşırken melodik  ötüşleriyle ona sevgi dolu mesajlar gönderirdi. İbikli, krallığın en neşeli varlıklarından biri olup, Beril’in içindeki iyiliği yansıtan renkli bir ruh taşırdı.

Bu krallığın uçsuz bucaksız ormanlarında türküleriyle huzuru getiren devasa bir fil olan Fildiş yaşarmış. Gökyüzünden gelen melodik sesleriyle beraber ormanın kalbinde, kraliyet bahçesinin derinliklerinde bulunurmuş. Fildiş, büyük kulakları ve parıldayan gözleriyle etrafa derin bir bilgelik ve sevgi yayardı. Ormanın dokusu ve yeşillikleri, Fildiş’in varlığını çevreleyen büyülü atmosferi tamamlıyordu. Ormanın rengarenk çiçekleri Fildiş’in etrafında dans ederken, onun türküsü tüm krallığa umut verirdi.

Bir sabah, Prenses Beril sarayın yüksek pencerelerinden doğan güneşin ışıklarıyla uyanarak içsel bir çağrı hissetti. Renkli kuşu İbikli omzunda, Beril o gün krallığının gizemli ormanlarına doğru yola çıkmaya karar verdi. Sarayın yüksek kapısından adım attığında, etrafını saran doğanın büyüleyici güzellikleriyle karşılaştı. Her adımında, çiçeklerin melodik dansı ve kuşların neşeli şarkıları ona eşlik ederken, Beril’in kalbi heyecan ve merakla dolup taşıyordu. Ormanın derinliklerine ilerledikçe, ansızın devasa bir gölge belirdi. Beril’in karşısında duran Fildiş’in gözleri, bilgelikle parlıyordu. Bu muazzam varlık karşısında, Beril’in içindeki sevgi ve saygı dolu duygular, onu mest eden bir büyü gibi yayıldı. Beril, Fildiş’in karşısında durduğunda, etrafındaki doğanın ritmi sanki ona özel bir selam veriyormuş gibi hissetti. Beril, Fildiş’in gözlerindeki bilgeliği ve sevgiyi hissederek, ona meraklı bir şekilde baktı.

Fildiş’in uzun hortumu, nazikçe Beril’in etrafında dolaşarak ona sevgi ve güven aşılamıştı. Bu devasa varlık, kendi dünyasındaki derin bilgelikle, Beril’in kalbindeki sevgiyi uyandırmıştı. Fildiş, Beril’in yanına yaklaşıp ona gülümsedi ve tıpkı ormanın çiçekleri gibi renk değiştiren tüyleriyle konuşmadan anlatan bir dil kullanarak, kocaman kulaklarıyla bir hikaye anlatmaya başladı.

“Hikayemiz, ormanın tüm canlıları arasında geçiyor,” dedi Fildiş ve etrafındaki kuşlar, tavşanlar, sincaplar, maymunlar ve diğer hayvanlar bir araya gelerek dikkatle dinlemeye başladılar. Fildiş’in büyülü sesi, ormanın derinliklerine yayılarak tüm canlıları mest ediyordu.

Bir zamanlar, ormanın derinliklerinde yaşayan bir tavşan varmış. Bu tavşanın adı Pamukmuş ve kuyruğu çok uzunmuş. Ancak bir gün, Pamuk kuyruğunu kaybetmiş. Kaybolan kuyruğunu bulabilmek ve tekrar mutlu olabilmek için ormanda dolaşmaya başlamış.

Pamuk, ormanda dolaşırken karşısına çıkan diğer hayvanlardan yardım istemiş. Bir kuş, yüksekten uçtuğu yerleri gördüğünü söylemiş. Bir tavuk, pamuğun kuyruğunu gördüğü yeri tarif etmiş. Bir sincap, kuyruğunun gittiği yeri göstermiş.

Bir araya gelen tüm hayvanlar, Pamuk’un kaybolan kuyruğunu bulmasına yardım etmişler. Pamuğun kuyruğunu arayan hayvanlar birbirleriyle iletişim kurarak, birlikte çalışmanın ve yardımlaşmanın ne kadar değerli olduğunu anlamışlar.

Fildiş, hikayenin sonunu getirirken, “Pamuk’un kuyruğunu bulduktan sonra, ormanın her canlısı birbirine daha da yakınlaştı. Anladılar ki, birbirlerine destek olmak, sadece kendi mutluluklarını değil, aynı zamanda ormanın bütününü de güzelleştiriyor.”

Beril, Fildiş’in anlattığı hikayeden büyük bir ders çıkararak, ormanın her canlısı arasında sevgi, yardımlaşma ve dayanışma prensiplerini benimsemeye karar verdi. Beril’in zihninde orman, bu güzel hikaye sayesinde daha da birbirine kenetlenmiş, sevgi dolu bir atmosfere bürünmüştü.

Prenses Beril, Fildiş’in anlattığı güzel hikayeden etkilenmiş bir şekilde koşarak heyecanla babası Kral Haydar’ın huzuruna geldi. Kralın sarayı, etrafındaki doğanın güzelliklerini yansıtan bir cennet gibi görünüyordu. Kral Haydar sarayın bahçesinde yürüyordu. Güneşin yumuşak ışıkları, kralın yüzünü aydınlatıyordu. Kral, krallığının güzellikleriyle gurur duyan bir liderdi, ancak içinde bir boşluk hissettiğini biliyordu. Beril, babasının yanına gelerek nefes nefese anlatmaya başladı.

“Baba, ormanda devasa bir fil olan Fildiş vardı! O bana ve diğer hayvanlara karşılıksız iyilikle ilgili bir hikaye anlattı. Her hayvan birbirine yardım etti ve birlikte çalışmanın ne kadar değerli olduğunu öğrendik. Çok güzeldi, babacığım!”

Kral Haydar, kızının heyecanını hissetti ve onun elinden tutarak birlikte yürümeye başladı. “Anlat bana kızım. Bu hikaye seni neden bu kadar heyecanlandırdı?”

Beril, gözlerindeki ışıltıyla anlatmaya devam etti. “Baba, Fildiş’in hikayesi bize bir tavşanın kaybolan kuyruğunu bulmak için diğer hayvanlardan nasıl yardım aldığını anlatıyordu. Bir kuş yüksekten bakarak, bir tavuk iz sürerek, bir sincap yolu göstererek, hepsi birlikte çalıştılar ve tavşan kuyruğunu buldu. Fildiş, hikayenin sonunu getirirken, ‘Anladılar ki, birbirlerine destek olmak, sadece kendi mutluluklarını değil, aynı zamanda ormanın bütününü de güzelleştiriyor’ dedi.”

Kral Haydar, kızının anlattığı hikayeyi dinlerken gözleri nemlenmişti. Bir an durdu ve derin bir nefes aldı. “Beril,” dedi yumuşak bir sesle, “Bu hikaye bana gerçek bir krallığın nasıl olması gerektiğini hatırlattı. Krallığımızın güzellikleri sadece doğada değil, içimizdeki güzelliklerle de parlamalı. Anladım ki, birbirimize destek olmak, sevgiyle yan yana durmak, gerçek bir krallığın temelidir.”

Beril, babasının gözlerindeki duygusal ifadeyi fark ederek, onu boyunun yetiştiği yerden kolundan öptü ve sonra ona sarıldı. “Baba, bu hikaye bize gerçek bir krallığın nasıl olması gerektiğini öğretti bana. İyilikle, yardımlaşmayla geçen bir krallık, daha güçlü ve daha güzel bir yer haline gelir öyle değil mi?”

Kral Haydar, kızının sözlerine çok sevindi, “Beril, senin kalbindeki iyilik, krallığımızı daha aydınlık bir yer haline getirir inşallah. Bu hikaye sayesinde gördüm ki, gerçek güzellik, içimizdeki insanların ve hayvanların birbirine olan sevgisiyle ölçülüyor.”

Beril, babasının sözlerinden sonra bir iç çekerek, “Evet, baba. Ve ben de krallığımızı daha iyi bir yer haline getirmek için elimden geleni yapacağım. İyilikle dolu bir kalp, krallığımızı daha güzel kılacak.”

Kral Haydar, kızının sözlerine gülümseyerek, “Seninle gurur duyuyorum, Beril. Bu hikaye, sadece bir hikaye değil, aynı zamanda krallığımızın kılavuz kitabı olmalı. Birlikte, sevgi ve adaletle dolu bir geleceği inşa edebiliriz.”

Beril, babasının sözlerini yüreğine yazarak, birlikte saraylarının yolunu tuttular. Beril krallığı daha iyi bir yer haline getirmek için annesi Zerrin ile birlikte harekete geçmeye kararlıydı.

Beril, babasının öğüdünü içine kendine bir görev bilip, saraydan ayrılarak krallığında karşılıksız iyiliği yaymaya ve daha adil bir dünya inşa etmek için neler yapabileceğini düşünmeye başladı. Kral Haydar ise kızının bu güzel kararıyla gurur duydu ve krallığında sevgi ve adaletin hüküm sürmesine daha da katkı sağlamak için çalışmaya devam etti.

Beril bu düşüncesini iyilik dolu bir kalbe sahip olan annesi Kraliçe Zerrin’e anlattı.

Beril ve annesi Zerrin, krallıklarını daha iyi bir yer haline getirmek amacıyla birlikte harekete geçtiler. İhtiyaç sahibi hayvanlara ve insanlara yardım etmek için bir vakıf kurmaya karar verdiler. Bu vakfa, içlerindeki sevgi ve iyilikle dolu bir dünya yaratma amacıyla özel bir isim buldular: “Güzel Yürek Vakfı.”

Güzel Yürek Vakfı, krallığın tüm sakinlerine yardım eli uzatmayı ve onlara sevgiyle dolu bir yaşam sunmayı amaçlıyordu. Vakıf, ihtiyaç sahibi hayvanlara barınma, yiyecek ve sağlık hizmetleri sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda krallık sakinlerine eğitim ve meslek edindirme programları sunarak onlara daha iyi bir gelecek vaat edecekti.

Beril ve Zerrin, Güzel Yürek Vakfı’nın kuruluşu için bir araya geldiklerinde, masalsı krallıklarının her köşesinde iyilikle dokunacaklarına dair bir umut hissettiler. Beril, Fildiş’in anlattığı hikayenin etkisi altında, krallığında bir değişim başlatma arzusuyla dolup taşıyordu.

Vakfın ilk günlerinde, krallığın dört bir yanından gelen gönüllüler, ihtiyaç sahibi hayvanlara ve insanlara yardım etmek için bir araya geldiler. Güzel Yürek Vakfı, içlerindeki sevgi ve iyilikle dolu bir dünya yaratma amacıyla adeta bir çiçek gibi açtı.

Beril ve Zerrin, vakfın etkinlikleri aracılığıyla krallıklarının her kesimine ulaşarak birbirinden güzel hikayelere vesile oldular. Her yardım eli, bir tebessümle karşılık buluyor, iyilikle geçen günler krallıklarının atmosferini dönüştürüyordu.

Vakfın mucizevi değişimi, ihtiyaç sahibi hayvanlardan biri olan Ateş’in hikayesiyle daha da anlam kazandı. Ateş, krallığın kuzey ormanlarında yaşayan bir ayıydı. Bir kış günü, ayağı kayarak düşmüş ve ciddi şekilde yaralanmıştı. Güzel Yürek Vakfı’nın gönüllüleri, Ateş’in durumunu öğrenir öğrenmez hemen yardım etmeye karar verdiler.

Onu ormanda bulup, yaralarını iyileştirdiler ve sağlıklı yiyeceklerle beslediler. Ateş, bu anlayışlı yardımlaşma sayesinde tekrar güç topladı ve hayatına devam edebildi. Bu olay, Vakfın yardımlarıyla kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenen Ateş’in yaşamındaki mucizevi bir dönüm noktasıydı.

Bu etkileyici hikaye, Güzel Yürek Vakfı’nın kuruluşunu ve hayatını değiştiren bir ayının öyküsünü iç içe geçirerek, krallığın her kesimine umut ve sevgiyle dolu bir mesaj iletti. Güzel Yürek Vakfı, Beril’in liderliğinde, krallığın her köşesinde olumlu değişikliklere vesile olmayı sürdürdü.

Prenses Beril ve Kraliçe Zerrin, Güzel Yürek Vakfı’nın bu mucizevi değişimi gerçekleştirmesinden dolayı çok mutlu oldular ve Ateş ile tanışmak istediler. Bir gün, Vakfın düzenlediği bir etkinlikte Ateş’le tanıştılar. Ateş, kraliyet ailesine minnettarlığını sundu ve “Sizlerin sayesinde hayatım tamamen değişti. Güzel Yürek Vakfı’nın yardımlarıyla tekrar mutlu bir ayı olabildim. Size minnettarım,” dedi.

Prenses Beril, gülümseyerek Ateş’e yaklaştı ve “Seninle tanışmak bize büyük bir mutluluk verdi, Ateş. Senin iyileşmen ve krallığımızdaki güzelliklere geri dönmen, bizim için çok değerli. Güzel Yürek Vakfı, senin gibi dostlarımızın hayatını değiştirmek için burada. Sizleri sevdiğimiz kadar, doğayı ve tüm canlıları da seviyoruz,” dedi.

Kraliçe Zerrin de ekledi, “İyilik ve sevgi, birbirimize uzattığımız yardım eliyle başlar. Güzel Yürek Vakfı’nın yardımlarıyla umut ve sevgiyle dolu bir dünya yaratabiliyoruz. Hep birlikte, daha güzel günlerin kapısını aralayabiliriz.”

Bu anlamlı buluşma, Güzel Yürek Vakfı’nın yardımları sayesinde Ateş’in hayatının nasıl değiştiğini gösteren bir örnek oldu. Ateş, prenses ve kraliçeye içten bir teşekkürle “Çok teşekkür ederim, iyilik dolu yürekleriniz sayesinde hayatımı geri kazandım,” dedi.

Bu etkinliğe Beril’in kuşu İbikli’de katılmıştı, gün batımı yaklaşırken Prenses Beril’in omzundaki Sultan Papağanı İbikli tüylerini birbirine karıştırmıştı. İbikli, sevgi dolu gözleriyle Beril’e baktı ve beklenmedik bir şekilde melodi dolu bir şarkıya başladı:

🎶 Gökyüzünde parlıyor yıldızlar,

Güzel Yürek Vakfı ışıldıyor her an.

Sevgiyle büyüyor çiçekler bahçede,

Kalplerde yeşeren bir masal.

Gülümsersen, dünya güler sana,

Sevgiyle dolu her kalp bir hazine.

Masal gibi güzel olsun dünya,

Işıklı yarınlara hep birlikte yelken açalım.

Renk renk bir araya gelsin her ton,

Güzel Yürek’ler olsun kocaman bir kervan.

Masalımızın sonu hep iyilikle dolsun,

Sevgiyle sarılsın her an. 🎶

Beril, İbikli’nin melodik şarkısıyla birlikte, kraliyet sarayındaki etkinlikte bulunan herkesi etkisi altına aldı. İbikli’nin şarkısı, krallığın her köşesinde yankılandı, ormanın derinliklerinde dans etti ve nehirlerin kıyılarına kadar ulaştı. İbikli’nin melodik şarkısı, Güzel Yürek Vakfı’nın ve krallığın temel değerlerinin ne kadar güçlü olduğunu yansıtıyordu.

Prenses Beril, İbikli’nin şarkısını dinlerken gülümsedi ve krallığındaki herkesin içindeki güzellikleri keşfetmeye çağıran bir mesaj olduğunu hissetti.

Ve masal, Prenses Beril’in omzundaki İbikli’nin melodik şarkısıyla sona erdi, krallık sevgi dolu bir dünyaya uyanarak yeni başlangıçlara yelken açtı. İbikli’nin şarkısı, krallığın kalbinde yankılanmaya devam ederken, Güzel Yürek Vakfı’nın ışığı tüm krallığı aydınlatıyordu.

Haydar Durusoy

27.12.2023

Bakırköy, İncirli


Yorumlar

“Beril ve Güzel Yürek Masalı” için 6 yanıt

  1. Dilara Zeytun avatarı
    Dilara Zeytun

    Muhteşem bir hikaye, ana fikri ve karakterler hayran olunası ☺️

  2. Mehmet Özmen avatarı
    Mehmet Özmen

    İlk deneme için çok iyi, kesinlikle devamı gelmeli.

  3. Eray Tekeci avatarı
    Eray Tekeci

    Güzel bir hikaye olmuş.kahramanlar ve konu klişe hikaylerden ayırmış,özgün bir yazı ortaya çıkmış.

  4. anonym avatarı
    anonym

    görseller hikayeden daha etkileyici…tam bir sanat eseri..

    1. Muammer avatarı
      Muammer

      Hikayede geçen güzellikler , güzel kalpli bir yazarı işaret ediyor… Duyarlı şefkatli olup savunmasız canlılara umut olmayı teşvik etmekte…🙏

  5. Musa Ustalar avatarı
    Musa Ustalar

    harika olmuş kardeşim,eline emeğine sağlık

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir