İstanbul’dan yola çıkarken belirlediğim bir güzergâh vardı.
İstanbul – Yeniçağa- Bartın – Amasra – Çakraz- Safranbolu- Kırıkkale- Ankara- Eskişehir- Bozüyük- Bursa- Mudanya-İstanbul.
Tatilin Batı Karadeniz kısmı ile ilgili bir şeyler ve resimler paylaşmak istiyorum.
İstanbul’dan Yeniçağa ya kadar otobandan gidiyorsunuz, oradan otobandan ve aynı zamanda da sıradanlıktan ayrılmış oluyorsunuz. Yol ayrımıyla birlikte Anadolu havasına girmeye başlıyorsunuz.
Mengen deki Dorukhan geçidinden sonra ise Karadeniz de olduğunuzu hissediyorsunuz. Geçitten sonra sağ tarafta köy kahvaltısı yapabileceğiniz yerler var. Kişi başı 12,5 lira. Fiyat mekâna göre biraz pahalı gelebilir ama lezzetli. Özellikle de yöreye özgü Manda Kaymağı ve Balı harikaydı. Buradan sonra Devrek ten geçiyorsunuz. Hatıa için veya varsa dedeniz için güzel bir baston alabilirsiniz.
Bartın merkezinden geçerek Amasra ya doğru gidiyorsunuz. Coğrafya derslerinden bildiğimiz dağlar kıyıya paralel klişesini yerinde görebileceğiniz bir manzara ile karşılaşıyorsunuz. Masmavi bir deniz ve hemen kıyıdan yükselen ve kıyıya paralel uzanan yeşilin her tonunu taşıyan dağlar. O dağların zirvesine çıktığınız zaman aşağıda ve karşınız da Amasra. Zannediyorum Fatih Sultan Mehmet in “lala!! çe?m-i cihan bu mu ola?” dedi?i ve hayretle kenti seyretti?i yerde burası.
İstanbul dan yola çıkarken aldığım benzin Amasra ya 20 km kala iyice azaldı ve uyarı ışığı yandı. Nasıl olsa Amasra’ya kadar idare eder dedim ve devam ettim. Amasra merkez de ilk önce 5 dk. dolaştım benzin istasyonu bulamayınca bir polis memuruna sordum, aldığımm cevap tam bir ŞOK. ” Bu ilçede benzin istasyonu yok. Günde en az on kişi gelip soruyor bana ama maalesef yok. “
Önce inanamadım, koskoca bir ilçe de nasıl benzin istasyonu olmaz diye, sonra eşimin “ Allahım inşallah benzin bitip te dağda kalmayız “ duaları arasında Bartın şehir merkezine kadar geri döndük. Benzini alıp hayretler içinde gezmeye davam ettik.
Amasra ya 10 km uzaklıkta küçük bir balıkçı köyü olan Çakraz daki pansiyonumuza yerleştik. Çakraz plajı, doğası ve balığı ve Amasra salatası ile en az 3 gün sizi sıkmayacak güzellikte bir yer.
Amasradan sonraki durak Safranbolu. Amasra – Safranbolu arası yol inan?lmaz bir yol sadece bu yol bile turistik değere sahip diyebilirim. Her iki yanınızda da ağaçlar, sizin için ağaçtan bir kanyon yapmışgibiler. Umarım ileride de bu güzellikleri görmeye devam edebiliriz.
Safranbolu gerçekten güzel bir yer, eski çarşı( şehir ) ile yeni çarşının birbirinden bu kadar ayrışmış olarak kalması Türkiye şartlarında inanılmaz bir başarı. Konaklar, sokaklar, camiiler, hanlar, dükkanlar, cafeler, en azından 200 yıl öncesine götürüyor sizi.
Yazıyı fazla uzatmak istemiyorum, gerisini çektiğim fotoğraflar anlatır herhalde.
Bir yanıt yazın