Haydar Durusoy - Ph.D, Marka, İletişim, Sosyal Medya, Pazarlama, İnsan Kaynakları
Haydar Durusoy
İletişim
Pazarlama
İnsan Kaynakları
Social Media
Conrtol Freaks
Gezi
Yönetim
Makale
Haydar Durusoy - Ph.D, Marka, İletişim, Sosyal Medya, Pazarlama, İnsan Kaynakları
  • Haydar Durusoy
  • İletişim
  • Pazarlama
  • İnsan Kaynakları
  • Social Media
  • Conrtol Freaks
  • Gezi
  • Yönetim
  • Makale
İnsan Kaynakları

İş(iniz)e sahip çıkın!

Nisan 27, 2009 by haydar durusoy 1 Yorum

İş(iniz)e sahip çıkın!
Uzun ve zahmetli eğitim- öğretim hayatının ardından, şanslı olanlarımız bir işte çalışmaya başlıyoruz. İşe başlayana kadar “ah şöyle bir işim olsa “ “ Keşke böyle bir işte çalışabilsem “ diyoruz. Peki, işe başlayınca o işin hakkını verebiliyor muyuz?
Peki, işin hakkını vermek, ne demek? İşin hakkını nasıl verebiliriz? Bununla ilgili birkaç önerim olacak…
O iş SİZİN ise, ona sahip çıkmalısınız! Yapılan işe bir şeyler katmak ona inanmak ve sahip çıkmakla başlar. Yaptığınız işin size ait olması için; iş üstünde hâkimiyet kurmalısınız. Başkalarının işin aslına karışmasına izin vermeyin. Örnek mi?
Mülakatı 15 dakika ile sınırlandırırsan iyi olur! ( Neye göre ve kime göre 15 dakika ?)
Raporun çerçevesi soft olsun ve 2 mm içerde olsun!
Bu kampanyada şu mesajı verseniz iyi olur!
Bu tanıtım kitinde şunlar da olsaydı iyi olurdu! ( Evet, iyi olurdu ama senin istediklerinden daha fazlası da olabilirdi )
Gecenizi niye orada yaptınız, şurada da yapabilirdiniz! ( Evet, yapabilirdik, ama daha başka yerlerde de yapabilirdik )
Dikkatli olun, asi olun demiyorum ama eğer o iş sana verildiyse, o işi “SEN” gibi yapmalısın.
İşiniz neyi gerektiriyorsa onu yapın.

İşin sonuçlarına göre, şirketinizdeki farklı güç merkezlerinden gelecek farklı yorumlar için endişelenmeyin. O işi siz yapmazsanız, zaten bir başkası yapacak, o zaman işinizi siz gibi yapın.
Sözlü iletişimin gücüne inanın, yazılı iletişimden vazgeçmeyin. Telefonda konuştuğunuz, belki de anlaştığınız bir konuyu gerekirse e mail ile de yazmaktan çekinmeyin. Büyüklerimizin dediği gibi” söz uçar yazı kalır” ve o yazı sizi bazen aklar bazen, rahatlatır.


Her ne yapıyorsanız yapın, hesap verilebilir ve raporlanabilir olmalıdır!

Bu sizin elinizi her zaman kuvvetli tutacak bir pozisyonda kalmanızı sağlayacaktır. İstenildiği zaman, hesap verebilir ve yaptığınız işi raporlayabilir olmak sizi diğerlerinden ayıracaktır.
Daha fazla iş yükü ve sorumluluk almaktan çekinmeyin, Ama bir şartla!
Sorumluluk almak davul çalmak gibidir. Davulu çalmak için de tokmak gerekir. O tokmak ise yetkidir. Sorumluluk aldığınız zaman, mutlaka o davulu çalacak tokmağı da isteyin. Aksi halde hiç ses çıkaramadığınız koca bir davulu, sırtınızda yük olarak taşımak zorunda kalırsınız ve o sorumluluğun ağırlığı altında ezilirsiniz. Neticede hiç ses çıkaramadığınız davulu taşımak zorunda olduğunuz için, diğer işlerinizi de aksatacaktır.

Yöneticinizle daha fazla iletişim kurun!
Onunla konuşun, paylaşın, (İhtiyaçlarınızı, beklentilerinizi, sıkıntılarınızı, projelerinizi ) tartışın, kapısını çalın veya çalmadan odasına girin. Yönetici pozisyonu ona, sizinle iş yapması için verildiğini unutmayın.
Sadece size verilen işleri iyi yaparak diğerlerinden ayrılamazsınız.
Her zaman öneriler, projeler geliştirmeye gayret edin.

Projelerinizin hayata geçirilmesi için elinizden gelenin en iyisini yapın, ısrarcı olun. Ama hazırlanan her projenin kabul edilmeyeceğini de bilerek olumsuz yanıt aldığınız zaman motivasyonunuzu kaybetmeyin.


Mesleki ve sosyal gelişmeleri takip edin.

Gelişimi sürekli canlı tutmak zorundayız. İş dünyası hızla gelişiyor, çok donanımlı gençler sürekli sizin pozisyonunuzu zorluyor olacaklar.
Sosyalleşme ve networking yapmayı işinizin bir parçası olarak görün!
Bu geleceğiniz için ( hangi pozisyonda olursanız olun ) yapılan, çok önemli bir yatırım olacaktır. Zamanı gelince faydasını göreceğinizden emin olabilirsiniz.
Devamlılığınız en akılda kalıcı özelliğiniz olmalı!
Yukarıda saydığım tüm önerileri, iş hayatınızın herhangi bir döneminde yapıyor olmanız size pek bir şey katmayacaktır. İş dünyasının vefalı olmadığı gerçeğinden hareketle geçmiş dönemlerde iyi olmanız sizi daha iyi yerlere taşımayacaktır. Bu yüzden tüm önerileri devamlı uyguladığınız zaman etkisini gösterecektir.
Son olarak, Kişisel Pazarlamanızı ihmal etmeyin!
Hangi ürün olursa olsun, her ürünün pazarlamaya ihtiyacı vardır. Sizin ortaya koyduğunuz işinde elbette pazarlanmaya ihtiyacı vardır. Mütevazı olmakla, yapılan işin pazarlamasının yapılması birbirine karıştırılmamalıdır. Bu akşama kadar yevmiye ile çalışan kişinin, akşam olunca ücretini istemekten utanmasına benzer.

Share:
Reading time: 3 min
İnsan Kaynakları

İnsan Kaynakları 2.0 veya Ol (a)mamak!

Mart 3, 2009 by haydar durusoy 2 yorum

Web 2.0 veya Ol(a)mamak adlı yazımın sonunda ” Kısacası öğrenci 2.0, pazarlamacı 2.0, sporcu 2.0, politikacı 2.0 olacağız. Veya ol(a)mayacağız.” demi?tim. Bu süreci bir de İnsan Kaynakları açısından inceleyelim istedim. Çünkü rakamlar bizi, buna zorluyor.

2009’un ilk günleri itibariyle ülkemizde 4,2 milyon kişinin facebook hesabı var.

Facebook kullanımı, global ölçekte 2007 haziranın dan 2008 haziran ayına kadar % 153 oranın da artmış durumda.

Yine global ölçekte, Social Networking Sitelerinin kullanıcı sayısı 2008 Haziranın da 580 milyon 510 bine ulaşmış durumda.

Kaynak: comScore

Rakamlar da gösteriyor ki insanlar inanılmaz bir şekilde Social Networking sitelerine ( Facebook, My space, Hi5, Friendster, Orkut, Bebo v.s )üye oluyorlar ve burada vakit geçiriyorlar.

Peki,İnsan Kaynakları bu gelişmeler karşısında ne yapıyor? Ve Ne yapmalı?
İnsan Kaynaklarının birçok temel sürecinde, Web 2.0 uygulamalarına yer verilebilir ama öncelikli olarak, insan kaynakları profesyonellerinin, Web 2.0 uygulamalarını tehlike olarak değil, önemli bir potansiyel olarak algılamaya bağlamaları gerekir.

“ Neden tehlike olarak görsünler ki “ dediğinizi duyar gibiyim; ama birçok şirkette Youtube, Facebook, My Space gibi sitelerin “ büyük bir IT maharetiyle ” kurumsal sitelere yönlendirildiğini hatırlatmak isterim.

Social Networking siteleri ile entegre işe alım süreçleri geliştirilmelidir.

Özellikle ülkemizde; iş gücünün önemli bir kısmını gençler oluşturuyor. Bu gençlerin de tamamına yakını social networking sitelerinden en az birini aktif olarak kullanıyor veya kullanacaklar. Bu kişilerin işe girmeyi hedefleyerek hazırladıkları özgeçmişlerin size vereceği bilgiden çok daha fazlasını, interaktif bir şekilde, zamanla oluşan networking profillerinden bulabilirsiniz.

Kişisel networkü, çalışmaları, bloğunda yazdığı yazılar, flickr da paylaştığı fotoğraflar, Youtube ve vimeo da paylaştığı videolar v.s insan kaynakları uzmanına aday hakkında çok daha detaylı bir analiz imkânı tanıyabilir.

Facebook un buna benzer bir işe alım modülünü satmaya başlayacağı günler de çok uzakta değil diye düşünüyorum.
intranet’ lerin Web 2.0 versiyonları geliştirilmelidir.

Haber sitelerinin bile Web 2.0 uygulamalarına başladığı bir dönemde intranet’in tek taraflı iletişimin kaynağı olmaktan çıkarılması gerekiyor diye düşünüyorum. Çalışanların da içerik oluşturabileceği, yazı, fotoğraf, video, deneyim v.s paylaşabileceği bir formata geçilmelidir. Bu sayede hep tek taraflı yürütülmeye çalışalan kurum içi iletişim de, iletişimin doğasına uygun olarak karşılıklı ( çalışan ve kurum ) hale getirilerek daha anlamlı bir hal alabilir.
Buna benzer sistemlerin hazır paket olarak satıldığı bilgisini de vermekte fayda var. Mesela http://www.mixxt.de/

Coaching (Koçluk) – Mentoring (Akıl Hocalığı) hizmetleri de yine bu Web2.0 intranet üzerinden verilebilir.

Web 2.0 Oryantasyon sistemine geçilmelidir.

İşe yeni giren kişiye, intranet portalı üzerinde bir sayfa verilebilir. Sayfada, default olarak insan Kaynaklarının kişiye vermek istediği tüm bilgiler, kişiye ve pozisyonuna özel olarak- Performans sistemi, ücret sistemi, yan haklar, yemek kartı sistemi, servis hizmeti, disiplin yönetmeliği, kılık kıyafet önerileri, kurum tanıtımı, misyon – vizyon tanımları, çalışandan beklenen hassasiyetler, birimlerin tanıtımı, Genel Müdürün mesajı, İK direktörünün mesajı acil numaralar, sunumlar v.s – bulunur. Yeni çalışan, bu sayfayı istediği gibi şekillendirir ve kendisini istediği gibi tanıtır Sayfayı ziyaret eden yeni mesai arkadaşları, onu tebrik edebilirler, yorum yapabilirler, kendi ilgili alanlarında bilgileri paylaşabilirler. ilk zamanlarda yaşanabilecek sıkıntılar konusundaki tecrübelerini paylaşabilirler. Profili inceleyen çalışanlar, ortak ilgi alanlarını bulup, ona göre bir iletişime de geçebilirler.

Web 2.0 Oryantasyon sistemi sayesinde, aylar süren ( ortalama 6 ay ) oryantasyon süreci çok daha k?sa bir sürede,( belki de sadece 1 ay ) daha verimli bir şekilde geçilmiş olacaktır.

web-201

Çalışanlara Social networking eğitimi verilmelidir, bilinç artırılmalıdır.

Çalışanlar tarafından zaten kullanılan, Social Networking sitelerinin nasıl daha etkin kullanılabileceği konusunda eğitimler düzenlenmelidir. Eğitimlerde, bu sistemlerin çalışanların kişisel gelişimine, kariyerine, şirketin marka algısına nasıl olumlu katkı yapılabileceğinin yolları gösterilmelidir.

Örneğin; Linkedin, Facebook, My Space de nasıl profil oluşturulmalıdır. Nelere dikkat edilmelidir. Neler kurumsal imajı zedeleyebilir, neler kişisel imajı zedeleyebilir gibi. Bu sayede korkulan bir değişim, olumlu yönde katkı sağlayan bir faktöre dönüştürülebilir.

Social Networking üzerinden Aidiyet oluşturma çalışmaları yapılmalıdır.

Çalışanların, internet mecrasında çalıştığı şirket veya markaların algısına yönelik haber ve reklamlara daha fazla ve etkin refleks vermeleri sağlanmalıdır. Bu davranış biçimi çalışanlar üzerinden aidiyet duygusunun artmasına yardımcı olacaktır.

Değişim yönetimi, matem yönetimi, mutluluk yönetimi gibi süreçler etkileşimli bir şekilde yönetilmelidir.

Oluşturulacak Web 2.0 intranet veya benzer portallar üzerinden tüm bu süreçler, tüm çalışanların katılımı ile daha etkin yönetilebilecektir. İntranet üzerinden yayınlanan sade bir tebrik veya taziye haberiyle kıyaslanamayacak bir etki oluşturacaktır. Sevincini ve hüznüne bu kadar ortak olan bir işletmede çalışmakta elbette çalışanın aidiyetini ve performansını artıracaktır.

Blog yazarlığı desteklenmelidir.

Çalışanların internet mecrasında, istediği, sevdiği konularda yazması, şirketiniz için de olumlu bir eylem olacaktır. Bu hem çalışanların kişisel gelişimlerine katkı sağlayacaktır, hem de sizin desteğinizle internet dünyasına içerik oluşturan kşiler kazanmış olacaksınız.

Bloggerların, internetteki başarıları hiç işle ilgili olmasa dahi Maslow’un ihtiyaçlar teorisine göre en üst düzey ihtiyacı olan “ Kendini gerçekleştirme “ ihtiyacına destek olacaktır. Elbette bunu sağlayan çalışanın motivasyonu, performansı olumlu anlamda etkilenecektir.

Elbette yapılabilecekler bunlarla sınırlı değil, İK profesyonellerinin isteklilikleri bu sınırı belirleyecek…

Bu sınırı bende çok merak ediyorum…

Share:
Reading time: 5 min
İletişim, İnsan Kaynakları

Cem Yılmaz ve Kafası Kesilmiş Tavuklar…

Şubat 18, 2009 by haydar durusoy 6 yorum

Geçen hafta pazar günü ”  Var mısın Yok musun ” da Acun’un konuğu Cem Yılmazdı. Hoca esprisi ile herkesi gülmekten kırdı geçirdi, hatta Acun’u yerlere yatırdı! ( mecazen değil, gerçekten )

Videoyu tekrar izleyelim ve keyfimiz yerine gelsin.

O akşam bu görüntüleri,  televizyonda izlerken aklımdan geçen ilk şey şu olmuştu.
“ Adam yaptığı işten inanılmaz keyif alıyor”.
Kıt kanaat bir İngilizce ile bunu bilerek ve üzerine giderek harika dakikalar yaşadı ve yaşattı. Yaptığı işten keyif aldığı, işine yaparken öncelikle kendisinin çok eğlendiği her halinden belliydi. Sevdiği işi yaptığı için mutlu, mutlu olduğu içinde işini iyi yapıyordu.

Bu konuda çok şanslı bir adam Cem Yılmaz. Çünkü çok az insan onun bu yaşadıklarını yaşayabiliyor. Sevdiği işi yapanların sayısı an azından benim gözlemlediğim kadarıyla azınlıkta kalıyor.
Peki ya geriye kalanlar ne durumda?

Bu sorunun cevabını Maslakta, Leventte veya Yenibosna da plazaların girişinde sabah saatlerinde sadece 10 dakika gözlem yaparak bulabilirsiniz.
Birçok kişi kendi sevdiği veya yapmayı hayal ettiği işi değil de, çalıştığı şirkette oluşan eleman açıklarına istinaden oluşan kariyer fırsatları ile başladığı işlerde çalışmaya devam ediyor. Üstelik kariyeri hakkında tek söz sahibi olmayan kişi kendisi oluyor.

İnsan Kaynakları ve/ veya üst düzey yöneticiler sizin nerelerde başarı olabileceğinize kendileri karar veriyorlar, tabii ilk başarısızlık durumunda ise 4857 Sayılı İş Kanunun …. Maddesi uyarınca diye başlayan bir fesih yazısı ile sizinle vedalaşıyorlar.
Bu yüzden birçok profesyonel uzunca yıllar bir şirkette çalıştıktan sonra, kendisi için hiçbir kariyer planı çizilmeden çalıştırıldığı şirketten ayrılınca kafası kesilmiş tavuk gibi sağa sola çarparak yolunu ve yönünü bulmaya çalışıyor.

Elbette bütün senaryolar işten çıkarılma ile sona ermiyor, geriye kalanlar da kafası kesilmiş tavuk olarak çalışmaya devam ediyorlar. Hâlbuki yapılan birçok araştırma, bu basit gerçeği İnsan Kaynakları Direktörlerinin önüne aylık İnsan Kaynakları Dergileri aracılığı ile masalarına kadar getiriyor.

Severek yapmadığı bir işte çalışan kişi sadece var olan iş süreçlerinin yürütülmesinde başarılı olabilir diye düşünüyorum.
Bana kalırsa bu kişilerden innovatif projeler geliştirmesini, yeni ve karlı iş modelleri oluşturmasını beklemek sadece Cem Yılmaz’dan dinlendiği zaman gülünebilecek bir şaka olabilir.

Share:
Reading time: 2 min

Mailini gir, abone ol:

Follow @haydardurusoy
View Haydar Durusoy's profile on LinkedIn

Son Yazılar

  • İki Yönlü Simetrik İletişim Çerçevesinden Kadıköy Ve Datça Belediyeleri Twitter Kullanımı
  • Bir fincan kahve için en fazla ne kadar ödersiniz?
  • Off-Rood denemesi
  • The secret behind the quirky blue doors and windows of Anatolia
  • Mavi Kapıların Sırrı!
  • Facebook’u kapatmak / kurtulmak / verileri kurtarmak.
  • Shazam geleceğin müzik starlarını büyük datayı kullanarak nasıl tahmin ediyor?
  • Sosyal Medya Verileri ile Gelecek Tahmini*
  • Medya Sektörü Twitter Performans Raporu
  • Kamusal Alan, Diyalojik Demokrasi ve Sosyal Medya

Son Yorumlar

  • Off-Rood denemesi için Soner alan 2
  • Off-Rood denemesi için Soner alcan
  • Sembol Olarak Metrobüs için Burcu
  • Haydar Durusoy için Burcu
  • Mavi Kapıların Sırrı! için Sevgi Nur

Recent pins

J.R.R. Tolkien,   PeSEO is big these day
my pretty colleagueher evde olması gereCow bookshelves, wou
Offices with Bubbles3 m post it,  jade (read...
Follow Me on Pinterest More Pins

Bağlantılar

  • Bülent Keleş
  • Guy Kawasaki
  • Murat Akdeniz
  • Yüce Zerey
  • Yunus Ertürk

Etiket

?nsan Kaynaklar? 2.0 ?ntranet ads Blog Brand Bulent Keles Coca - Cola Control Freak Datça facebook Facebook hayran sayfası gelecek Haydar Durusoy Haydar Durusoy i? hayat? influence interaction iPhone Kahve karikatür Kariyer Knidos Marka Marketing new media Pazarlama Proje Reklam Social Media Social Media Marketing Social Network Sosyal A?lar Sosyal Medya Tatil Twitter türetici viral viral marketing Vision web 2.0 Yeni Medya yönetici özgüven İletişim İnsan Kaynakları
Şubat 2019
P S Ç P C C P
« Nis    
 123
45678910
11121314151617
18192021222324
25262728  
© 2017 copyright PREMIUMCODING // All rights reserved
Designed by Premiumcoding