İş seyahatlerinde, katıldığımız kongre, seminer, workshoplarda 5 yıldızlı otellere çok yolum düşüyor. Özellikle İstanbul’da yapılan etkinlikler genellikle ülkenin en prestijli otellerinde yapılıyor. Otel lobisinden geçerken etraftaki birçok ünlü mağazadan daha çok, ihtişamlı ve oryantalist duruşlarıyla ayakkabı boyacıları dikkatimi çekiyordu.
Düne kadar ise hiç buralarda gidip ayakkabımı boyatmamıştım, bırakın ayakkabımı boyatmayı aklımdan bile geçirmemiştim! Çünkü buralarda ayakkabı boyatmak deneyimi için kafamda oluşturduğum bir profile sahip olmak gerekiyordu!
Neydi bu profil; Zengin, orta yaşlı, iş adamı, gösterişi seven gibi devam ediyor.
Dün tam ayakkabı boyacısının önünden geçerken, birden bire karar vererek, ayakkabı boyacısının önündeki yüksek tabureye oturdum.
– Ayakkabı Boyacısı; Parlatalım mı beyefendi, boyayalım mı?
– Ben; Boyayalım Lütfen!
Sonrasında hiçbir şey konuşmadık işini büyük bir ustalıkla yaptı ve 5 Lira ödeyerek oradan ayrıldım.
Bu deneyimi yaşamak benim için çok önemliydi. Bu deneyimi yaşamıştım, peki ben zengin mi olmuştum? (hayır, ) orta yaşlı mı? ( hayır,) gösterişi seven biri mi? ( hayır).
Bu deneyimi yaşamayı kendi kalıplarıma, profilime uygun görmüyordum hâlbuki aniden o kararı vermemin nedeni ise çok basit, ayakkabılarımın yolda kirlenmiş olmasıydı.
Düşünce dünyamızda oluşturduğumuz bir takım sembollerin gerçek anlamlarını ancak deneyimi yaşayarak anlayabiliyoruz.
Eğer siz de benim gibi düşünüyorsanız, bu deneyimi yaşadıktan sonra daha farklı hissedeceksiniz.
Belki daha fazla deneyim yaşamak hepimiz için daha iyidir. Daha fazla deneyim yaşayarak düşünce dünyamızda kendimize çizdiğimiz sınırları aşabiliriz.
Sizlerinde buna benzer deneyimleriniz vardır elbette bunları paylaşırsanız sevinirim.
Bir yanıt yazın