Sorunun cevabını daha ilk satırlardan vermek istiyorum.
Temelde işletmelerin hedefi ne müşteriyi ne de çalışanları memnun etmektir, asıl hedef kardır. Kar elde etmenin yolu da müşteriden geçer, müşteriyi memnun etmenin tek yolu ona fayda sağlamaktır. Bunu da çalışanları sayesinde yapabilirsiniz. O zaman çalışanlarınıza daha fazla önem vererek aslında müşterilerinizi şirketin önem sıralamasında listenin başına yazmış olursunuz. Yani müşterilerinizi gerçekten ilk sırada tutmak istiyorsanız, listenin başında çalışanlarınıza yer vermelisiniz.
Çalışanlarınıza verdiğiniz değeri mutlaka onlara hissettirmelisiniz, çalışanların her birine ileride size patron olacakmış gibi değer verip ona göre davranmalısınız.
Peki tüm bunları sadece onları hoş tutmak için mi yapacağız, onlardan beklentilerimiz ne olacak?
Bu şekilde konumlandırdığımız çalışanların da bu değerler sistemine uygun olarak kendi içinde bir çalışan değerler sistemi oluşturup, bunu uygulaması gerekir. Bu değerler sistemini oluşturacak çalışanın özelliklerinin de aşağıdaki gibi olması gerektiğini düşünüyorum.
• Girişimci bir ruhla çalışmalı, kendini asla sadece bir çalışan olarak görmemeli.
• Hata yapmaktan korkmamalı.
• Risk almayı bilmeli. Riski bir tehdit olarak değil fırsat olarak algılamalı.
• Sorumluluk almaktan korkmamalı. (Yetki ile paralel olduğu sürece )
• İnnovasyona inanmalı ve bunun için gayret göstermeli.
• Sorun değil, çözüm odaklı olmalı.
• Süreçlere, standartlara takılıp kalmamalı.
• Enerji sahibi ve pozitif olmalı.
Çalışan ve yöneticisi arasında bu şekilde bir ilişki kurulduğu zaman herkes evine gittiğinde mutlu olacaktır. Patron eve gittiğinde gözü arkada kalmayacak, “ Bu çocukları seviyorum, iş onlarda ise her şey yolundadır “diyecek.
Çalışan ise “ bu adam için çalışmak beni mutlu ediyor, bana değer veriyor ve benim gelişmeme katkı sağlıyor.” diyecektir.
Neticede bu sinerjiden en çok müşteri olumlu etkilenecek. Daha kaliteli ürün veya hizmet satın almış olacak. Ona daha fazla fayda sağlamış olacağız.
Bir yanıt yazın